hiroşima'da bir okul.
öğrenciler derse başlamışlar...
görseldeki herkes anasını, babasını, kardeşini kaybetmiş.
ama eğitim devam ediyor...
sanki yanmamışlar gibi, ölmemişler gibi, yıkılmamışlar gibi...
çünkü biliyorlar ki yeniden güçlenip dünyaya meydan okuyabilmelerinin, dik durabilmelerinin tek yolu eğitim ve eğitimin neticesinde üretim...
işte bu yüzden dünyada en çok iki millete saygı duyuyorum.
1)japonlar.
2)almanlar.
her iki ülke de, her iki millet de çok değil 75 yıl önce her şeylerini kaybettiler.
ama bugün her iki ülke de dünyanın en değerli markalarının sahibi...
75 yıl önce yok olan hiroşima bugün dev sanayi kuruluşlarına sahip.
-bugün mazda otomobil fabrikalarının merkez üssü hiroşima'da.
-mitsubishi'nin makine fabrikası bugün hiroşima'da.
-hitachi'ye bağlı tam 5 fabrika hiroşima'da.
-hiroşima limanı uzakdoğunun en önemli limanlarından biri.
ve daha yüzlerce fabrika, yüzlerce sanayi kuruluşu...
hiroşima, acının, gözyaşının, katliamın, azmin, inatçılığın, başarının sembolü.
acıları 75 yıl geçse de hala taze ve bunu asla unutmuyorlar...
biz de aynı soydan geldiğimiz japon dostlarımızın acılarına elimizden geldiğince ortak oluyoruz.
-------------------------------------------
kapıları çalan benim
kapıları birer birer.
gözünüze görünemem
göze görünmez ölüler.
hiroşima’da öleli
oluyor bir on yıl kadar.
yedi yaşında bir kızım,
büyümez ölü çocuklar.
saçlarım tutuştu önce,
gözlerim yandı kavruldu.
bir avuç kül oluverdim,
külüm havaya savruldu.
benim sizden kendim için
hiçbir şey istediğim yok.
şeker bile yiyemez ki
kâat gibi yanan çocuk.
çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
çocuklar öldürülmesin
şeker de yiyebilsinler...