Beaovoir, ikinci cins olarak anıyor kadını. çünkü, ona biçilen değerleri ve rolü layıkıyla oynamadığı zaman aşağılanıyor, lanetleniyor, değersizleştiriliyor. Kendine biçilen rolü layığıyla oynadığı zaman, hala fiziksel güçsüzlüğü dolayısıyla tecavüze uğrayabiliyor, üstüne baskı kurulabiliyor, dayak yiyebiliyor, akla gelebilecek her türlü insanlık dışı edimin mağduru olabiliyor. Üstelik rolün hakkını verdiğinde ondan beklenen utanç duygusuna sahip olduğu varsayılarak başına bu tür şeylerin gelmesi kolaylaştırılıyor. Çünkü kadına suç teşkil eden bir edimde bulunan kişi, toplumsal olarak ayıplanmayacağının, gururunun incitilmeyeceğinin farkında. Bu yüzden kafası dik cezaevine gidebiliyor. Fakat suçluyu lanetleyen aynı toplum kadının hesabına utanç, onur zedelenmesi, aşağılanma yazıyor.
Yani diyeceğim odur ki, ömrünü eşitliğe, zihinlerin düzelmesine adamalı insan. Kadına rol biçmeden, o gözlükleri takmadan.