Koronavirüs (Kovid-19) ilk olarak Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıktığında tarihler 31 Aralık
2019’u gösteriyordu. Önceleri zatürre zannedilen hastalığın yeni bir virüs olduğu 7 Ocak
2020 tarihinde Çinli yetkililer tarafından resmen açıklandı.
Tayland hükümeti Vuhan’dan gelen bir kadında Kovid-19 olduğunu 13 Ocak’ta duyurdu. 15
Ocak’ta Japonya, 25 Ocak’ta Nepal ve Kanada, 28 Ocak’ta Almanya ilk Kovid-19 vakalarını
resmen açıklarken; yakın tarihlerde Birleşik Krallık, isveç ve Avustralya koronavirüsün tespit
edildiğini kamuoyuna duyurdu.
Virüs Avrupa’da
Şubat ayının son günlerinde tüm dünyada vaka sayısı 76 binken bu vakaların 74 bin 500’ü
Çin’de tespit edilmişti. 1 Mart itibariyle iran’da bine yakın vaka ve 50’ye yakın ölüm, italya’da
ise 1700’e yakın vaka ve 77 ölü bilançosu vardı. Bu tarihlerde ABD’deki ölü sayısı henüz iki
haneli sayılara ulaşmamıştı.
18 Mart tarihiyle Karadağ ile birlikte Avrupa’da her ülkede Kovid-19 tespit edilmiş, tüm
dünyada toplam vaka sayısı 198 bin olmuştu.
Aynı tarihte Vuhan kentinde 1, Çin genelinde ise sadece 17 yeni vaka tespit edilmişti. Ertesi
gün italya, ölü sayısında Çin’i geride bırakarak dünyada en çok Kovid-19 kurbanına sahip
ülke olmuştu.
Nisan ayının ilk günlerinde Avrupa’da her gün on binlerce insana Kovid-19 teşhisi
konulurken Çin, ülke genelinde karantinayı kaldırma çalışmalarına başlamıştı. Öyle ki, 7
Nisan günü Vuhan kentinde karantina kalktı ve insanların sokaklara çıkmasında herhangi bir
problem olmadığı açıklandı.
Mayıs ayına geldiğimizde hem Avrupa’da hem de Amerika kıtasında günde yüzbinlerce vaka
tespit ediliyor, on binlerce ölüm bildiriliyordu. Aynı tarihlerde yaz aylarının gelmesi ve
sıcaklığın artmasıyla virüsün etkisini kaybedeceği öngörülüyordu. Zira genelde solunum
sistemini etkileyen virüsler mevsimseldir ve mevsim değişimlerinde etkileri azalır.
Ancak Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), yeni tip koronavirüsün gribe yol açan influenza virüsleri
gibi mevsimsel olmadığını, sıcak havalarda da etkisini sürdüreceğini açıkladı.
Dünya Sağlık Örgütü Sözcüsü Margaret Harris, yaz aylarının ve hava sıcaklıklarının
artmasının virüsün yayılmasını azaltmadığını, ABD’de her gün binlerce vaka görüldüğünü
söyledi. Hakeza Brezilya ve Filipinler gibi tropikal kuşaktaki ülkelerde de sıcaklığa bağlı bir
korelasyonun bulunmadığı dile getirildi.
ikinci dalga ne zaman gelecek?
ikinci dalganın sonbahar aylarında gelip gelmeyeceği sorusuna DSÖ sözcüsü Harris, "Şu an
birinci dalgadayız. Kısmi iniş çıkışlarla seyreden bir büyük dalga bu. Yapabileceğimiz en iyi
şey salgını yatay seyirde tutup, dalganın diz boyunu aşmasını önlemek. Şu anda birinci,
ikinci, üçüncü dalga gibi ifadelerin bir anlamı yok." yanıtını verdi.
insanların tedbirleri bırakmamasını yineleyen Harris, sosyal mesafenin hala hayati önem
taşıdığını, virüsün insan buluşmalarının yoğun olduğu yerlerde nüks ettiğini, rehavete
kapılmanın son derece tehlikeli olabileceğini vurguladı.
Kovid-19 salgınının insanların düşündüğünden daha ciddi olduğunu ve kolay kolay
bitmeyeceğini dile getiren Dünya Sağlık Örgütü Sözcüsü, "Bu virüs farklı davranıyor, biz onu
öğrendikçe o da bizi öğreniyor, ihtiyatlı olmalıyız." ifadesini kullandı.
28 Temmuz 2020 itibariyle dünya genelindeki vaka sayısı 16 milyon 554 bin seviyesinde.
ABD’de son 24 saat içinde 61 bin kişi artarak toplam hasta sayısı 4 milyon 334 bin, Rusya’da
823 bin, Brezilya’da 2 milyon 442 bin, iran’da 296 bine ulaştı.
istatistikleri incelediğimizde Kovid-19’un bitmesine çok ama çok uzun bir zaman olduğu
sonucuna varıyoruz. Özellikle Türkiye’de yaşayan insanların her şey gelip geçmiş gibi
davranması daha sonrasında yaşayabileceğimiz problemler hususunda bize bilgi vermeli.
insanlar sosyal canlılar olduğu için çevresindeki insanların hal ve hareketlerine göre
yaşamaya eğilimlidirler. Kitlelerin rehavete kapılıp aylardır söylenen uyarılara kulak asmıyor
olması sizi etkilememeli. Çünkü bu virüsün ne zaman biteceğini -ya da kontrol altına
alınacağını- kimse ama kimse bilmiyor. Dikkatli olmaya devam etmek zorundayız.