terk edilmek

entry482 galeri video3
    451.
  1. Bazen, eve geldiğinizde kendinizi bulamamaktır.

    "birbirinizi iyi-kötü bir şekilde sevdiğiniz halde o size alışamamış olabilir. sizi yara bandı olarak görüp, uzun bir süre bu işleve uygun olup olmadığınızı tartmış ve en sonunda 'denemekten ne çıkar' diye düşünmüş olabilir. diğer diyar sevgisi, aşkı, hatıraları ağır basmış olabilir sonra. 'şerefsizlik', 'yalancılık' değildir bu, insanlıktır. onun da elinden bir şey gelmez ve terk etmenizi bekler.

    terk edilen kimdir acaba?

    sonunda yaparsınız. ağlaya ağlaya yaparsınız. alışmak sevmekten daha kolaydır çünkü. ağlarsınız. o da ağlar. bunu bilmenize gerek yoktur. o an bilmeniz gerektiğini düşünürsünüz ama öyle değildir. bilmek acıları hafifletmez, anıları silmez. tam tersi, sizi o anıya da tutsak eder. bildiğiniz her an ardından yası tutulacak başka bir anıya dönüşür.

    terk edilmek isteyen 'o' da üzülür ama geri dönüş, etrafınızda anlatıldığı gibi kolay veya mümkün değildir.

    tekrar terk edilmenin ne menem bir şey olduğunu bile bile kalbindeki meyildir onu bunu yapmaya iten. kalbindeki meyil hem sizden yana hem başka diyara doğruysa... bulamadım kelimesini, boktan bir şeydir herhalde bu his.

    '...sensiz olmaz, gitme' demesinde bu sonsuz karmaşayı görürsünüz. dağınıklığı sevmiyor olsa da karman çorman leş bir odada hayatını sürdürmeye çalışmasına siz de göz yumamazsınız.

    çok büyük acımasızlıktır bu.

    acımasızlık ayrılığın sonrasında onun ruhuna işler, gözyaşınızla bile eğlenir olur. onun eğlendiğini bilmek sahiplenilmesi yanlış, küçük bir mutluluk olabilir. olsun. zaten aşklar hep böyle.

    onun terk edilmesi, sizin kendinizi terk etmenize dönebilir. dönsün. başka biri olunca kendinizi bulursunuz belki. bulanlar var. belki artık şarkı söylemiyorlar ama varlar.

    alışkanlıkları da terk etmek gerektiğini idrak edince boşluklar hasıl olur. önce boşluklara uygun parçaları bulursunuz. en ağrılı kısmı budur. terk edileni anlatırken terk edilene dönme mevzusuna kayar muhabbet. öyle olmaz, olmamalıdır.

    zamanla aklınızda en çok yer eden anıları unutmaya başladığınızı görürsünüz. ipi kopan balon gibi, uçar ve kaybolur. çırpınmak kar etmez. etmeyecektir. etmemelidir de zaten.

    bazı anılar kalır ama. hiç silinmez. rüya görüp uyandığınızda, sanki o zamandan ileri bir dakika gitmemiş gibi uyanabilirsiniz. bu artık bir zamanlar duyulan aşkın emaresi değil, yaralarının sızlayan izleridir.

    onca çırpınmayı yarasız beresiz atlatabilmeyi düşünmek/böyle olduğunu iddia etmek zavallı bir avuntudan başka bir şey değildir zira.

    pişmanlıksa en faydasız duygudur artık.

    cem adrian yeni albüm çıkarmış olabilir, 'bu ayrılık kalbindeki en büyük yaradır artık' demiş de olabilir. dinlemeyin zevzeği."

    Bu yazının tarihi 29.08.2011. Atfedilen tarih ise 2008-2009 aralığına denk düşüyor. Eskiden sahi biriymişim. Aşkımla, acımla, zevzekliğimle çok sahiymişim. Şimdi ne olursa olsun daima gülümseyen biriyim ve çok sahteyim. Sürekli sızlanan ve hiç memnun olmayan biri olmamak için o sahi güzelliğimi neredeyse kesip atmışım etimmiş gibi. Öyle basit ama çok sancılı. Şimdi hem ağrılı hem de kendine bile yabancı. Öyle özledim ki gerçekten gülen gözlerimi.
    3 ...