kendine acımak

entry16 galeri
    13.
  1. Kendine acıma hissinden nasıl muzdarip olduğumun hikayesi gelsin şimdi.

    Bilen bilir ama o da siz değilsiniz neyse

    Benim doğumumdan koşa bir sonra terkeden annem ile 15 yaşında kendi çabamla (bugün bunun hata olduğunu varsayıyorum) bulmuş bulundum. Anlatması biraz zor fakat bir şekilde olucağını sandığımız bağı ilişkiyi kuramadık. Benim hatam da oldu yok değil. En kötü zamanlarımı ona maal ettim. Ona da ağır geldi kendisinin de yaşı çok genç. Ben şu an 24 yaşımdayım o da 40 larında. Evlendiğinde 17 sindeymiş sanırım. Gerekçe olarak tabiri caizse yaşının küçük olmasından cahil olduğunu ve onu tehdit eden bir takım şeylerden korktuğunu söyledi. O zaman korktum demesi benim kalbimde bastırmaya çalıştığım yollarım verdiği bir acının patlamasına sebep oldu. Annemin çocuklarını bırakacak kadar korkak bir kadın olması düşüncesini bünyem kaldırmadı. Bu arada benden 1 yaş büyük abim de var. Onu da benimle bir başıma bırakdı henüz kundaktayken. Neyse biz Bursa’da büyüdük o ise hep diyarbakırdaymış. ilk ziyaretim dramatik ve dinamik geçti. Sonra anca uzun süreli aralıklarla 3 defa bir daha ziyaret edebilmişimdir. Çünkü onun hayatı bir yerdeydi bizim ki bir yerde bizi yanına alacak ya da bizim onu Bursa’ya getirecek imkanımız yoktu. Gel zaman git zaman ben üniversiteteye gittim 5 yıllık bir bölüm okudum. Gerçeği söylemek gerekirse hiçbir zaman ona karşı anne olarak bişi besleyenedim bunun için de bir zeminimiz olmadı zaten. Ama Allah biliyor onu bulduğumdan bu güne kadar hep farklı bir duygu hissettim ilk olarak bundan sonra en olacağının merakı vardı, sonra hiçbir şeyin değişmediğini gördüm hayatımda bir fark olmalıydı ama olmadı sonra aynı kanı taşıdığım bu insanın hayatı benim kadar iyi olmayabilirdi bu da beni üzerdi tabi ama benden daha kötü şartlarda yaşadığı daha zor sıkıntılarla başetmek zorunda kaldığı düşüncesi beni yiyip bitiriyordu. Bişiler yapmam gerekiyordu belki benim harekete geçmem gerekiyordu beni tanımasına izin vermem gerekiyordu. Kendisiyle tanımladığımız zamanlarda tahlisiz bir evlilik daha yaşamıştı. Bir de kızı oldu ismi Tuana. O eşiyle de ayrılmışlardı. Yalnız bir kadın olarak Tuana işe tüm sıkıntılarıyla tek başlarına başa çıkıyorlardı. Ben de tek başımaydım yurttan çıkmıştım çalışıp üniversite okumaya çalıştım kolaydı demiyorum ama her şeyimden kendim sorumluydum mesela yarın aç kalıcağımı bildiğimde bu beni üzmüyordu ödemelerimi yaptığım zaman mutlu oluyordum. Genel olarak sorunum bir sonra ki ödemem için ne kadar sıkı çalışmamla alakalı olduğuydu. Demek istediğim onları düşünmek hiçbir şey yapamamak beni asıl yoran şeydi. Üniversite hayatımda saçlarımın yüzde 30’u beyazladı. Kıbrıstaydım öyle ha deyince Türkiye’ye tel açamıyorsun onlarında wp’ı yoktu çok görüşemedik. Fakat aradığımda da açmadı yoğun ya da yorgun olduğunu düşündüm aklıma başka bişi gelmedi. Ama hiç yazmıyor geri de dönmüyordu hele ki son sene zaten Wp da indirmiş buna uygun telefon edinmişlerdi. Bana hiç yazmamasını sormaması bir yana aramalarıma da dönmüyordu. Ortak bir tanıdığımızdan bir bakmasını istedim. Kendisi sormuş nedir durum diye. Morria arıyor ben çalışırken akşamları da çok yorgun oluyorum demiş. Beni soramayacak kadar ne yorgunluğu olabilir mi diye düşünmüyorum özünde iyi biri olduğunu bildiğim için doğrudur olabilir diyorum. Mezun olmama 1 ay kalmıştı annemle konuşma fırsatım oldu. Dedim ki 1 ay sonra alacağım diplomayı ve yaklaşıl 3 ay içinde iş durumun belli olacak iyi bir işe başlayacağım seni ve Tuana’yı da yanıma alacağım isteseniz ben diyarbakıra yerleşirim dedim. Biraz duygulanır gibi oldu hafiften bir gurur duyduğunu hisseder gibi oldum ama yanlış hissettiğimi çok sonradan anlayacağım ki zaten böyle manidar hoş duyguları nerden bileceğim daha önce temasım olmamış. 1 ay geçti 2 ay geçti ulaşamıyorum, bana mezuniyetimi sormuyor nereye gittiğimi merak etmiyor. Bugün bu yüzden bir kez daha aradan bir tanıdığı aradım ve annemle ilgili durumu söyledim, tuana ve onun için çok güzel planlarım olduğunu da söyledim ulaşamadığımı vs. Tanıdığımızın verdiği cevap bugün kendime acıma hissini uyandırdı işte. Annem ev tutmuştu kendine market açmıştı tuanayı dün kurban bayramı için avm’ye götürüp saat 1’e kadar alışverişi ile ilgilenmişti. Ben Kıbrıs’tan kalkıp pandemi paramı almak için Türkiye’ye planımdan önce gelmiştim. Kendi evim ya da sahip olduğum bir aile bireyi olmadığı için bir arkadaşımın evinde hesap kitap yapıyorum. 3 ayı biraz dinlenip kazanabildiğim kadar yevmiye biriktirip ev kiralayacaktım. Daha sonra memuriyetim için tercih yapacak yer seçecektim sadece. Sonrasında Allah’da yardım ederdi zaten. Tuana’ya eğitimi konusunda yardımcı olacaktım. Anneme bir kere daha küstüm ama kendisinin haberi yok..
    tavşan ve dağ misali

    Bunu ‘kendine acımak’ adlı başlık altına yazıyorum çünkü beni kiran kişiyle konuşamamak içime atmak zorunda olmam yanısıra bu da sadece diğer sorunlar gibi altından kalkmam gereken bir şey gibi basitleştirmek zorunda kalmam cabası..

    Derin bir nefes alıp alamamaya çalışıyorum ama bu kadar üzülüyorken göz yaşımın akmaması fark yaratmıyor bugün. Bunu farkedince kendime a..

    Bunları buraya yazıyorum çünkü dönüp bir daha okumayacağım gibi düşünmeyeceğim de. Tercihine saygı duyuyorum. Kendime de.
    8 ...