"Andolsun ki biz bu Kur’an’ı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık; ondan ders alan yok mudur?”
meâlindeki cümlenin neden dört defa tekrar edildiğine de kafa yorsaydık.
Keşke, kamer suresindeki bu ifadenin, (Kur’an’da pek çok örnekte de görüldüğü üzere), geçmiş zaman kipindeki fiillerin (vakit yaklaştı ve ay yarıldı), aslında gelecekte vuku bulacak kıyamet olayı ile ayın ikiye bölünmesi, parçalanması şeklinde gerçekleşecek kozmik bir olayın kesinlikle vuku bulacağına işaret ettiğini de hesaba katsaydık.
Keşke, “Ay ikiye bölündü” cümlesinin mecazi bir ifade olarak "şakk-ı kamer" şeklinde kullanıldığını ve “Durum açıklık kazandı” şeklinde de yorumlanabildiğini de bilseydik.
Keşke hurafeler olmadan, bid'atler olmadan dinimizi yaşayabilseydik.
Keşke bu açıklamalar yapılmak zorunda kalınmasaydı.