Çoğu kişinin sözleşme metnini okumadan karşı çıktığı, esasında kadınlara şiddetin önlenmesi ve şiddete uğramış kadına koruma, uzaklaştırma sağlanmasını öngören, avrupa konseyi'nin çıkardığı ve Türkiye'nin 2011 yılında imzalayan ilk ülke olduğu bir metin.
genellikle kadını ikinci sınıf mal olarak telakki eden tarikat ve cemaatler, bu sözleşmenin getirdiği yaptırım ve cezalar sebebiyle karılarını gönül rahatlığıyla dövemedikleri için hükümete, sözleşmenin kaldırılması için baskıda bulunmaktadır.
sözleşmeye iyi niyetli karşı çıkanlar ise 30 sayfalık kısa bir metni okuduktan sonra çok hayati bir kusur bulamayacaktır. Boşanan erkeklerin ömür boyu nafaka ödemesi, şiddette kadın beyanının esas alınması gibi meseleler bu sözleşmede yer almayıp, Yargıtay'ın bu sözleşmeden yıllar evvel getirdiği bir içtihattır.
Sözleşmenin Türkiye'de kadın cinayetlerine tamamen çare olduğu görülmemiş olup, en azından şiddet iddiasıyla adalete sığınan kadınlara koruma ve sığınma hakkı tanıması sebebiyle engelleyici bir fonksiyon taşımıştır.
Yanlışı, eksiği, kusuru var ise gözden geçirilir. Ama toptan kaldırılsın demek ya cehalettir, ya art niyettir.