istanbul sözleşmesi

entry110 galeri
    18.
  1. Bir taraftan önemli, bir taraftanda önemi olmayan sözleşmedir.

    Öncellikle hepimize bir hatırlatma yapmak isterim, Türkiye "Avrupa insan Hakları Sözleşmesini" 1950 yılında imzalayıp, ilgili kanunu da 1954 yılında yayınlamıştır. Peki sorarım, imzalandı da ne oldu? Hatta ve hatta bu sözleşmeyi imzası olan her ülkede insan haklarının değeri aynı boyutta mı? Yani bir sözleşmeyi imzalamak önemlidir elbette ama sözleşmeler bir yandan da önemsizdir.

    Elbette evrensel gerçekler vardır. Mesela; Kadının şidetten korunması gibi. Ancak bu tarz anlaşmaların doğası gereği belki de en büyük problemi ülkelerin sosyolojik gerçekliklerini gözardı etmeleri ve tek doğruyu aktarmasıdır. Örneğin; Hollanda'nın sosyolojik gerçekliği ile Türkiye'nin sosyolojik gerçekliği hiçte aynı değil? Hatta bizi de devre dışı bırakayım, Hollanda ile Polonya'nın da aynı değil. Yani mesele sadece bizim kendi gerçekliklerimizden kaynaklanan bir mevzu değil.

    Katılan olur, katılmayan olur ama ben belirtmek isterim ki ben bu tarz anlaşmaların bir şeyleri çözdüğünü düşünmüyorum ve imzalayan (çeşitli sebepler öne sürerek imzalamayanlar da dahil) samimi de bulmuyorum.

    Bugünün dünyasında bir ülke "insan hakları, kadın sorunu veya bu tarz herhangi bir insani sorunu" çözmek istiyorsa ve bu konuda samimiyse çözer. Yani istersen yüz ellibin tane anlaşma imzala bir şeyleri çözmek istemiyorsan ya da bu konuda samimi değilsen hiçbir şey olmaz, eski tas eski hamam devam eder.
    1 ...