2x2 sorusu gibi basit bir soruyu bilmek ya da kibriti yakıp elini ateşe yaklaştırınca elinin yanacağı bilmek aşikardır. sağlıklı her insan bunun cevabını bilebilir.
peki ya sağlığı yerinde olmayanlar?
bunlar ruhsal sorunlardır.
kişi neden eli yandığı halde yanmadığını iddaa eder yada 2x2 nin 4 olmadığını kabul eder? tüm bu sorunun cevabı ruhsal hastalıktır.
ruh hastası için bileklerini kesmek çok doğaldır, kendisine göre normal bir davranıştır, içki içip kendisinden geçmek, eroin, esrar kullanıp kendisini uyuşturmak ruhsal bozukluk olduğu halde ruh hastası için normal karşılanmaktadır.
güzel insanlar size sorarım;
bunun nesi doğrudur? elini ateşe yaklaştırdığında elinin yanmayacağına inanmak? hangi akıl ürünüdür? tüm bunlar doğrultusunda bu ruhsal hastalığı inanç ile bağdaştırabiliriz.
insanoğlu aciz bir varlıktır. çaresiz kaldığında bir güçten yardım diler. inanmadığını söylese bile içten içe inandığı bir güçten(tanrı) medet umar. yardım ister. sallanan bir uçak düşerken yapabileceğiniz şey nedir? son ana kadar bir mucizeye inanmaz mı insanoğlu? içerisinde beslediği gücten medet ummaz mı?
ya da ölüm döşeğinde en yakınını gördüğünde, tıbbın çaresiz kaldığı yerde yinede bir çare olacağına inanır. yine fıtratından gelen bir çaresizlikle, inanıp inanmaması önemli değil, içinde varlığını kanıtlayamasada medet umacağı gücten yardım ister.
fakat bunun tanrı olduğunu bir türlü kabullenmez. bildiği bir şeyi inkar eder. yaşadığı ve medet umduğu olguyu inkar eder. inkar etmesi ve sunduğu nedenler ayrı olarak sosyolojik olarak incelenir fakat sebep sunmasının sebebi nedir? hiç bir mantıklı açıklaması olmdığı için inançsız insan ruhsal sorunları olan varlıklardır. ruhsal bir hastalıktır.
ey dost ;
gözle görmediğin, fakat varlığını hep hissettiğin gücü neden inkar edersin? muhtaç olduğunu hissettiğin gücü neden inkar edersin?
sonuç olarak;
inançsızlık, kişinin ruhsal sorunlarının dışa vurumudur.
