bugün, ilk olarak 30 ocak 1932'de cennet mekan hafız rıfat bey tarafından fatih camii'nde okunan dünyanın en güzel ezanı olan türkçe ezan'ın, diyanet işleri başkanlığının müftülüklere gönderdiği genelge ile bundan böyle yurt genelindeki tüm camilerde okunmasına karar verilişinin ve arapça ezanın yasaklanışının 88. yılı...
ne muazzam bir şeydi o.
insanlar artık kendi anladıkları dilde ezan dinleyecek, kendi anladıkları dilde ibadetlerini yapacaklardı...
artık camilerden insanlar, anlamını bilmedikleri garip kelimeler yerine kendi ana dilinde bir şeyler duyuyordu.
gayet güzel, gayet anlaşılır bir türkçeydi bu.
öyle ya, türk milleti türkçe konuşuyor, türkçe okuyup yazıyordu.
ibadet de ezan da türkçe olmalıydı.
üstelik bu peygamber efendimizin sünnetiydi.
ne var ki gerici, yobaz zihniyet ulu önder'in vefatından sonra yeniden hortlamış, cumhuriyet değerlerinin altını oymaya başlamış, insanları yeniden din ile kandırmanın hesaplarını yapmış ve yeniden ezanı ve ibadeti arapçaya çevirerek insanların dinlerini anlamasının önüne geçmiştir.
bu yüzyılların yobazlığı, yüzyılların yobaz anlayışıdır.
nasıl ki kilise, incili ingilizceye çevirdi diye henry tudor'u afaroz ettiyse, bugün aynı zihniyetin sözde islami temsilcileri türkçe ezan ve türkçe ibadet isteyen insanları kafir olarak görüyor.
amaç ne?
insanların dinlerini anlamaması, allah ile arasına aracı koyması(gavs, şeyh, şıh, hacı, hoca vb türlü şarlatanlar) ve bu aracılar vasıtasıyla halkı kandırma çabası...
ama bir gün mutlaka bu insanlar gerçekleri görecek ve bu ülkede insanlar yeniden anladıkları dilde ezana, anladıkları dilde ibadet etme özgürlüklerine kavuşacaktır.
Bir ülke ki, camiinde Türkçe ezan okunur
Köylü anlar namazdaki duanın
Bir ülke ki, mektebinde Türkçe Kur'an okunur
Küçük, büyük herkes bilir buyruğunu hudanın
Ey Türk oğlu, işte senin orasıdır vatanın...