2013 yılında Nisan ayı itibarı ile Türkiye'de çalışan insan sayısı 25.691 milyon.
2020 yılında Nisan ayı itibarı ile Türkiye'de çalışan insan sayısı 25.610 milyon.
Her yıl 1 milyon insan yeni iş gücüne ekleniyor.
Nereden baksanız iyimser bir rakam ile 7 milyon insan iş gücüne katılmış son 7 yılda.
Buna da 5 milyon mülteciyi ekleyin.
2013 ocak ayı işsizlik rakamı %10.6 olduğunu göz önüne alırsak, 7 yıl sonra her yıl nüfus artışına göre insanlara iş bulamadığımız, çalışması için iş yeri açamadığımız da ortada olduğuna göre işsizlik rakamı pandemi süresi-etkisi hariç olarak en iyimser tahmin olarak %21 olur.
Bırakın bu işsizliği, işsizlik yok ve insanlar iş beğenmiyor diyenler haklı.
Evet ama 2009 da 8980 dolar olan milli gelir şu an 8811 dolar. Üstelik bu 8811 dolar olan milli gelir Dünya'yı kasıp kavuran Corona salgını düşen milli gelir 2020 rakamı değil donyo bozo koskonoyor dediğimiz okonomo çoh oyo olan 2019 rakamı.
Hiç enflasyon olmasa, zam yapılmasa, döviz kuru aynı olsa, devlet nüfusa katılan her insana iş bulmuş olsa, işsizlik sıfır olsa bile (TÜiK'e göre bu mümkündür) şu an çalışan bir insanın satınalma gücü 11 yıl önce ki seviyede.
Şu ana kadar hiç enflasyon olmasa, sıfır enflasyon olsa bile 2009 yılında bekar olan kişi şu an evliyse ve çocuğu olmayan aile şu an çocuk sahibiyse gelir olarak %50 kayıpta.
Sonuç olarak; asıl sorun işsizlik değil.
işi olan çalışanın gelirinin kazancının satınalma gücünde yaşanan kayıp asıl sorun.
Siz neyi tartışıyorsunuz?
Üretim iş gücü montaj sanayi ve düşük katmadeğer mal ve hizmet (hizmet derken, AVM de yer temizliği, cafe de masa sandalye silmek hizmet olarak anlaşılmasın. Yazılım bilişim iletişim destek hizmetleri vb yüksek katma değer sağlayan hizmetler) olduğu için çalışan insanların geliri artmıyor.
Sorun işsizlik değil, yetersiz eğitimsiz insanlar gençler sahibi olmamız.