türkiyeyi yaklaşık 70 yıldır sağcıların yönetmesi

entry10 galeri
    8.
  1. Aynen darbe sonrası kapatılan CHP'nin, 1992'den sonra tekrar açılması ve Kılıçdaroğlu-Moğultay zihniyetinin kökeni olan Sosyaldemokrat Halkçı Parti'yle CHP çatısı altında bir araya gelmesi, sonrasında ise CHP'nin Bülent Ecevit'in DSP'siyle bir koalisyon kurması sonucunda, şuan CHP'nin ana kadrosunu oluşturan zihniyetin, Tunceli'li Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Tunceli'li kankası Mehmet Moğultay'ın Çalışma ve Adalet Bakanı olduğu dönemler yaptıklarına bakalım ve sol bize ne gibi yenilikler getirecek bir görelim isterseniz.

    Tuncelili Kemal Kılıçdaroğlu'nun kankası Mehmet Moğultay'ın Çalışma bakanı olduğu dönem işçi maaşlarını ödemeyi ramazan-kurban bayramlarında bir ay geciktirmesinin nedeninin 'kurbanlık alırsınız diye geciktirdim' sözleridir mesela. Ama bakın ben kanıtlarını sunuyorum her söylediğimin. O yüzden bununla ilgili görseli de paylaşmak istiyorum.

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2047633/+
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2047634/+

    Ha bir de SHP ile CHP'nin bir araya gelmesiyle yıldızları parlayan Sosyal Demokrat Halkçı Parti kökenli Mehmet Moğultay'ın adalet bakanı olduğu dönem, aynı kendi mezhebinden olan seyfi oktay'ın yaptığı gibi yargıda ilk kadrolaşma mezhepçi tahakküm diye anılan kadrolaşmayla anıldığı olmuştur. Sırf türkçü-milliyetçi olduğu için, oruç tuttuğu, sünni olduğu için insanları en yüksek puanları aldıkları halde kadro dışı bıraktığını iddiaları da mevcuttur.

    Bakın aşağıya video'yu bırakacağım. izleyin, kendi ağzından dinleyin isterseniz. Bana inanmayabilirsiniz ama lütfen linki tıklayarak kendi kulaklarınız duyun ve gözlerinizle görün.

    https://www.youtube.com/watch?v=7DPxEJxD8jM

    Gerçi ben de bir savcının oğlu olarak bu durumdan oldukça mağdur oldum çünkü babam türkçü olduğu ve oruç tuttuğu için tayini hep şırnak, van, hakkari gibi bölgelere çıkarken alevi arkadaşları istanbul, izmir, ankara dışında yerinden kıpırdamıyordu ama bu apayrı bir konu...

    Neyse arkadaşlar, sadece bunlar da olmamıştır. Sol görüşün hakim olduğu dönem '28 şubat' ve 'ikna odaları' çıkmıştır ortaya ne yazık ki.

    Bazı üniversitelerde başörtülüler kayıt döneminde ikna odalarına alınmış, başörtülerini çıkarmaları için ikna edilmeye çalışılmıştır ve yazımı okursanız bunun da görüntülerinin aşağıda linkinin olduğunu görebilirsiniz.

    Dönemin istanbul üniversitesi rektör yardımcısı nur serter'in baskıcı uygulamayı basın toplantısında 'başörtülü bir öğrenciyi, bütün öğrencilerin arasında, onu rahatsız edecek, rencide edecek biçimde değerlendirsek acaba daha mı iyi olur? onun için bir özel görüşme odası ayırdık ki, öğrencilerimiz yanında hiç kimse olmadan, başka başı açık öğrenciler olmadan, rencide-rahatsız olmadan, rahatlıkla konuşabilsin, biz onu rahatlıkla dinleyebilelim.' demiştir...

    'bu bizim için bir taahhütnamedir, eğer bir öğrenci bu belgeyi imzalıyorsa, fotoğrafı açık fakat başı kapalı olması rağmen imzalıyorsa, biz şöyle bir beklentiye giriyoruz, bu öğrencimiz, bu belgeyi imzaladığına göre koşulları biliyor. düşünecek, erişkin bir insan olarak kararını verecek ve umuyoruz ki üniversitemize başını açarak gelecek.' sözleriyle devam etmiştir.

    bakın bunun da aynı mehmet moğultay'ın konuşma görüntüleri gibi görüntüleri mevcut ne yazık ki.

    https://www.youtube.com/watch?v=ZykIlIKetMc

    ayrıca 28 şubat dönemlerinde başörtülü okul birincisi bir kız, sivas cumhuriyet üniversitesi'nde diploma törenine başörtüsü nedeniyle alınmamıştır ve zorla törenden dışarı atılmıştır. bakın bunun da video'su mevcut. hemen yollayayım.

    https://www.youtube.com/watch?v=Y-LoLdnbGKU

    Gerçi bunu söyleyenler saygıdeğer ve merhum Ecevit'in 1974-2002 yılları arasında dört kez başbakan seçildiğini de koalisyon diyerek çarpıtmaya çalışıyor. Her zaman onun işlerine gelince solcu olduğunu söyleyen kitle, şimdi görülen o ki merhumun solcu olduğunu unutmuş.

    Sanki alzheimer hastası, balık beyinli diye tabir edilen unutkan bir kitle var ya da işlerine böyle geliyor.

    Hatta cidden koalisyon diye ağlanıyor ve benim uzun bir şekilde solcuların 1974-2002 yıllarında en yüksek ses olduğu aslını açıkladığım olayın görünmemesi için, üst üste birkaç cümleden öte gidemeyen söylemleriyle yazdıklarımın okunmamasını istiyor görüldüğü kadarıyla.

    Yazık gerçekten. Ama siz de haklısınız biliyor musunuz? Uzun bir makaleyi okuyacak insanlarımız yok çünkü bizim ve ne yazık ki ve biz bundan kaybediyoruz.

    30 Ekim 1923 tarihinden bu yana Türkiye'de 62 hükümet görev yaptı. Bugüne kadar 6 hükümet askeri darbe sonrasında iş başına geldi; seçimlerin yenilenmesi ve erken seçim nedeniyle 3 geçici hükümet kuruldu, 4 azınlık hükümeti kuruldu. 34 hükümet de tek parti hükümetiydi. ilk koalisyon hükümetinin ismet inönü'nün başbakanlığında CHP ve AP arasında kurulduğu 1961'deki 26. hükümetten bugüne de 16 koalisyon hükümeti Türkiye'yi yönetti.

    Yani Bülent Ecevit 1974 yıllarından 2002 yıllarına kadar iktidarda kalmış ve kendisine işlerine gelince 'solcu' diyen, işlerine gelmeyince kendisini unutan insanların aksine, türkiye'de koalisyon hükümeti de olsa en yüksek söz ve ses hakkı 28 yıl boyunca solculardan çıkmıştır.

    Gerçi bunu söyleyen insancıklar 1972–1980 yıllarında Ecevit'in Genel Başkanlığında bulunan CHP'nin 12 Eylül sonrası kapatılana kadar %40'lık bir oyla iktidarda kaldığını ve darbe sonucu siyasal yasağı başlayan Ecevit'in, yasağın kalkması sonucu da rahmetli eşinin kurduğu DSP ile aktif ve başarılı bir şekilde siyasi hayatına geri döndüğünü de bilmez.

    1992'de tekrar kurulan CHP'nin ilk önce Kemal Kılıçdaroğlu'nun da, Mehmet Moğultay'ında bağlı olduğu SHP ile bir çatı altında bir araya geldiğini de bilmez. Bunun sonrasında DSP ile CHP'nin de bir araya geldiğini ve en yüksek mevkilerdeki bakanların bu koalisyon ortaklığındaki SHP'den çıktığını da bilmez.

    Neyi anlatacaksın ki? Yazık gerçekten. Etrafa mal mal bakmaktan ve lama gibi üç cümleyle yazılanlara tükürmekten öte geçemeyen insanlar olduğu sürece biz daha çok gözümüze sokulan yalanlarla unutuluruz.
    1 ...