lisede hocalara verilmiş ayarlar

entry586 galeri
    584.
  1. Valla ne kadar ayar bilemem de matematik öğretmenimi sınıftan atmıştım. Evet yanlış okumadınız öğretmenimi sınıftan çıkarmıştım.

    Olay şöyle ben matematikten zerre anlamayan ama ona rağmen derslerde anlamasam bile terbiyesizlik yapmamaya çalışan bir insanım. Sessiz sakin sıramda boş boş oturur hoca ders anlatırken dersi bölmeden başka şeylerle ilgilenirim, uyurum vs.

    Neyse bu hoca bir gün bize problemler kitabı almamız gerektiğini söylemişti ben de matematikten zaten anlamadığım için almamaya karar verdim. Hocada almayanları dersimden atarım dedi. Neyse gün geldi hoca sınıfa girdi dedi kitabı olmayanlar çıksın ilk başta çıkmasam da sonradan olay uzayacağından çıktım benimle birlikte birkaç arkadaşım da çıktı. Ertesi gün yine dersi vardı ben de bu sefer yine derse girdim beni karşısında görünce sordu "kitabın var mı?" Ben de "yok." Dedim. Öyleyse sınıftan çıkıyorsun dedi. Bilmiyorum belki haksızdım ama çok zoruma gitmeye başlamıştı bu zamana kadar hiçbir şekilde dersinde ona karşı bir şey yapmama rağmen böyle muamele görmek artık beni sinirlendirdi ve hocama "burası benim sınıfım beni buradan kovamazsın çok istiyorsan kapı orda sen çıkacaksın." Dedim. Kadın ciddi ciddi "peki." deyip sınıftan çıktı tabi tüm sınıf şok. Sonra bütün yalaka oçlar üstüme gelmeye başladı çık sınıftan, git buradan vs. Diye (ben de sizi görmek için can atıyordum mık elimde olsa hepinizin ölümü benden olurdu.) Neyse gitti birkaçı hocayı çağırdı.

    Hoca geldi başladı konuşmaya "üstüne çok gelmek istemiyorum." falan filan diye. Ufak bir tartışma sonrası en sonunda anlaşmaya vardık ben onun dersine girmeyecektim ama o da beni yok yazmayacaktı. ikimiz de kabul ettik sınıftan çıkarken bana "sen kaybedersin." Dedi ben de o sinirle "farketmez." Gibisinden bir şey dedim.

    Bir daha da o kadının dersine girmedim hamileydi zaten ruh hali çok değişken olduğu için benim de sinirimi bozuyordu. Dersi olduğu bir gün yine bana "istersen ben sana hep fotokopi çıkarayım sen dersime yine de gel." Dedi demesine de ben gururuma yediremediğimden (ne gururuysa artık) kabul etmedim, tersledim.

    Üniversite sınavı için başarı da dilemişti o gün onu da tersledim. Sonraları kitabını getirmeyi unutan arkadaşlarımı derse sokmak için adeta bir abi gibi "git hoca kitapları getirmeyene fotokopi veriyor ben girmiyorum siz girin." Diye arkadaşlarıma da yardım ettim.

    Çok çok sonra yine bir gün onun dersi bitti sınıfa girdiğimde yakın bir arkadaşım benim gibi kitap almamış birçok insanı artık sınıfa almaya başladığını söylemişti. Bunlar arasında hocanın dersinde sürekli dersi kaynatan, onun dersinde kulaklıkla müzik dinleyen, telefonla oyun oynayan, derse geç giren insanlar da dahil.

    Zaten benim asıl zoruma giden de en çok bu oldu benim gibi o zamana kadar hiçbir saygısızlık yapmamaya çalışmış insan suçlu oldu ama onlar suçsuz oldu.

    O hocanın bana hiçbir zaman değer vermediğini bana aşağılayıcı gözlerle baktığını beni çocuk gibi gördüğünü biliyordum. Halbuki dersi kaynatan yemediği halt kalmamış insanlarla hep ilgileniyordu. Ben saygılı tembeldim onlar yaramaz tembeldi. Ben bundan kaybettim sessiz kaldım keşke hepsinin analarından emdiği sütleri burunlarından getirseydim. Ben korkak olduğumdan değil onların seviyesine düşmemek için onlarla muhattap olmuyordum sessiz kalıyordum.

    Matematikçi d**** yarın öbür gün karşıma çıkarsan benimle iletişim kurmaya çalışma sana olan nefretim asla geçmeyecek.

    Özet olarak hocalarınıza ayar veremezsiniz ama ayarın en kralını yersiniz. Nitekim bende de böyle oldu.

    Neyse bu da böyle bir hikayemdir, yaşanmıştır.
    1 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük