türk mühendisi vs alman mühendisi

entry13 galeri
    5.
  1. alman mühendisi yeniyi üretir, türk mühendisi kurulu olanı sürdürür.
    arge'ci olmak bizim ülkemizde kıt kanaat verilen ödeneklerle, "benim işim değil ki" diyip elini taşın altına sokmayan, iş ahlakını bilmeyen, yetersiz hissedişinden ötürü çekinik olan mühendislerle çok zor.

    az önce başımdan geçen bir olayı anlatayım.
    mühendislik öğrencisiyim. hassas bir patates olduğum için maalesef ilk sene depresyona girdim, hazırlıkta kaldım. kartopunun çığa dönüşmesi misali, yıllar geçtikçe daha da zorlandım en sonunda geçen güz dönemi nirvanama ulaşıp 6 dersten kaldım. sebebi benim bozuk ruhsal durumumdu ama ruhum durduk yere bozulmadı.

    "mühendis olcam ben mentor bulcam kendime üniversitede var ya hocalar teklif ediyormuş gel dersime gir diye herkes çimlerde oturuyormuş off öğrenmekkk bilimmm!!" diye koşa koşa geldiğim üniversitenin bomboş, egolu, tam anlamıyla bir baltaya sap olamazsam öğretim üyesi olurum görüşüyle hoca olmuş öğretmenlerle dolu olduğunu öğrendim. mentorluğu bırak, dersine hâkim olan 2-3 kişiyi anca bulabildik koca fakültede. dersten bırakmayı büyüklük gördü çoğu. dönem içinde 110 kişilik sınıftan 6 kişi geçti diye dalga geçti o koca hocalar. finale girerken büte bırakıcam diyen, büte geldiğinde aa umutlu musunuz cidden diye yavşak yavşak sırıtan, adını dahi anmadığı ya da anlatmadım sormam dediği konunun sorularını çatır çatır sınava dizen hocalarımız var mesela. gidin internetten öğrenin denilen ama aylarca güyya dersini gördüğümüz dersler var. vitrindeki bardak misali sadece rektör gelince kapıdan gösterilen, belki üstündeki jelatini sökülmemiş aletler bulundurulan laboratuvarımız var. vize ortalaması 7, final ortalaması 7 olan 120 kişilik sınıflar var benim canım fakültemde. hiçbir zaman armut piş ağzıma düşçü olmadım, hazır olsa iyi olurdu ama olsun dedim. git bak şunu öğren dese hocalar, azıcık yol aydınlatsa giderdim o yola. başıma taç ederdim o insanları. öğretmen çünkü, kutsaldır ya? ağzının içine bakardım bilgilidir her şeyi kapmam lazım diyerek. olmadı.
    hocalar fos çıktı bari dostluk kuralım, önemlidir çünkü dedim sağolsunlar yerden yere vuruldum. hassas bünyem kaldırmadı, "lavandula kapatıyorum ben makineyi boşa yanıyor baksana" dedi bedenim, çat, aylarca antidepresan, hâlâ devam eden ataklar, bulantılar... beklentilerim sonum oldu.

    şimdi ailemin suratına bakamıyorum. neden? çünkü hocam bana "çok umutlusunuz" diye güldü sabahlara kadar çalıştığım büt sınavına girerken. "aa sen burda mısın hâlâ ahahha!" diyen araştırma görevlilerinin sesleri çınladı kulaklarımda.
    gidemedim gerçekten, sizin yapacağınız işi diyip geçip gidemedim. derslerde kendimi yetersiz hissedip defalarca panik atak geçiren ben, her sene başında yalvar yakar kendimi avutup çalış lavandula kurtar kendini diyen; kafasında saç kalmamış, kalanların da bir kısmı beyazlamış olan ben, çıkış yolu bulamayınca yaz okuluna vahaymış gibi bakan ben yeni bir haber aldım az önce.
    açmıyoruz yaz okulunu demişler. koskoca üniversitede götünün üstünde otururken internete ders yükleyecek hoca bulamamışlar çünkü. online olacak derse öğretmen bulamadılar! uğraşmak istemediler, senelerdir değiştirin dediğimiz müfredatı değiştirmek bu sene geldi akıllarına, o yüzden başka üniversitenin yaz okuluna da kayıt yaptırmamızı zorlaştırdılar, denk olmazmış şu bu diye. zaten öğretemiyordun ki, neyin denkliği diyesimiz geldi. aman hocalar bize takmasın diye susmak zorunda kaldık.

    ne oldu?
    en az 200 öğrenci dımdızlak kaldı. değer verilmedi bize, tenezzül dahi edilmedi. belki bana ne ulan çalışıp geçselerdi dedi suratımıza ben patron olsam sizi işe almam diyen hocamız. bizim planlarımız, belki senelerimiz, umutlarımız atıldı çöpe. şunları yaz okulunda verirsem, bir umut, biraz rahatlarım lafını ağzımıza tıktılar. yine.

    şimdi amma boş yaptı diyenler olacak. onları alınlarından öpüp haklısınız diyorum sadece. boş çünkü. bu ülke sırtında kilolarca kitapla sınıfa çıkan, hayalleri olan, gözü parlayan gençlerin içini çürüttü. tek bir sınıfa tıktılar o gençleri, başlarına slayttan okuma yapan bir ezberci koydular adına ders dediler ilim dediler. belimiz büküldü boşa para verip aldığımız kitapları taşırken. sonra hadi üret dendi eline tornavida dahi almamış insanlara.

    bu başlıkta benim adım var; türk mühendis olarak. ama başım eğik. götümü yırtarak çalışsam da alman mühendis kadar adım anılmayacak.
    çünkü fıkralara bile konu oldum. olduranlar utansın.
    4 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük