Ulu Önder Atatürk'ün izlerinin silindiği ve ilkelerinden koparıldığı CHP'sinin gülüdür kendisi.
Ayrıca sanırım '23 nisanın bir önemi yok bir gün sonrası 24 haziran 1915' yazmak ona pahalıya patlamış.
Görülen o ki 24 nisan günü hakkında soruşturma açılması da, söylemleriyle desteklediği bir yalan olan ermeni soykırımkongosunu için üzülmesinden öte, gerçekten üzüleceği bir güne dönüşmüş.
Gerçi belli oluyordu açılan başlıklardan ve söylenenlerden.
Darısı Atatürkçü olduğunu iddia eden ve dhkp-c mezhep faşizmiyle yanan diğerlerinin başına diyelim.
Gerçi bunlar çok, CHP'nin artık %70'ini oluşturuyorlar ve de kemik yapısı olmuş durumdalar diye sağlam bir iddia var ama göreceğiz...
Ama çok tuhaf insanlarda var burada yazan. Keşke karşılaşabilsek diyorum hatta.
Halkımızı her an manipüle etmeye o kadar meraklı insan var ki sinirden dişlerimi sıkıyorum bazen.
Neymiş? Yargı chp'nin (alevilerin demek istiyor) elinde olmasaymış, bu karar çıkmazmış.
Yani devlet sırlarını ortaya çıkaran eren erdem'e ve terör sempatizanı selehattin demirtaş'a devlete 50.000 tl tazminat ödetecek kararı veren ay em e'deki için bunu söyleyebilirsin ama bu olay için söyleyemezsin.
Çünkü bu karar hüso yeka ya da ay eme ile alakası olmayan bir karardır. Eğer öyle olsaydı, yargı 'şunların-bunların elinde' diye de söyleyebilirdin herhalde ama söyleyemezsin.
Canan kaftancıoğlu'na verilen bu kararı onayan mahkeme tamamı vatan-millet sevdalısı, gerçek Atatürkçü insanlardan oluşan 37. Ağır Ceza Mahkemesidir.
Bana kalırsa da bu insanlar mezhepçi tahakkümün dayatıldığı günümüz chp'sinden oldukça uzak insanlar olabilir. Olabilir diyorum bakın, tanımıyorum kendilerini.
Bu 37. mahkemeye karşı olanlardan biri ise sizin ellerinde olduğu için bu karar çıktığını sandığınız insan kitleleridir ki, terör örgütleri de bu mahkemedeki Ulu Önder Atatürk'ün izlerinden giden hukukçuları tehdit etmiştir.
isteyen internetten araştırarak bakabilir söylediklerime.
