telvelere "fal" usulünce bakıp bakıp bakıp bir iki kelam etmektir aslı... dilekler tutarak fincanı önce bir sallayıp "neyse falım çıksın halım" diyerek tabağına kapatmak, beklentileri bir an önce duyabilmek için parmağındaki yüzüğü fincanın üstte duran tabanına koymak, hatta fincanın sapını kalbine doğru çevirmek, açılacağı vakit dilekleri yine bir içinden geçirerek dört gözle ve can kulağıyla anlatıcıya kitlenmektir. 3 vakte kadar neler olup biteceğinden haberdar olma arzusudur, geçmişle geleceğin o an o fincanın içinde hapsolmasıdır. fincandan sonra sıranın tabağa gelmesidir. akan telvelerin sulanmasıyla damlaların paraya, kısmete, sıkıntıya vs bir şeye yorumlanmasıdır. tabağın, fincanın kenarına bir güzel sıyrılmasıdır. tabağı evirerek çevirerek anlatmaya devam etmektir. nihayetinde koşarak yıkamak ve fincanı açık şekilde bırakmaktır. kısmetlerin kapanmaması, dilenenlerin hemen gerçekleşmesi adına...