“Ferda” (Yarın, Gelecek) adlı şiirinde zamanın gençliğine seslenerek;
“Asrın, unutma, harikalar (şimşekler) asr-ı feyzidir
Her yıldırımda bir gece, bir gölge devrilir
Bir ufk-u itilâ (yükselme) açılır, yükselir hayat
Yükselmeyen düşer, ya terakki ya inhitat (çöküş).
Yine Fikret “Sabah Olursa” başlıklı şiirinde gençlere şöyle seslenmişti:
“…Siz, ey fezâ-yı ferdanın (geleceğin uzayının)
Küçük güneşleri, artık birer birer uyanın
Ufukların ebedi iştiyakı (özlemi) var nura
Tenevvür (aydınlanma) asrımızın işte ruh-i amali, (emellerinin ruhu).
Fikret, bu çok anlamlı şiirinde gençliğe “aydınlık içinde, şükredilecek bir kurtuluşa” doğru koşmaları mesajını veriyor ve şöyle devam ediyordu:
“Ümmidimiz bu ölürsek de biz, yaşar mutlak
Vatan sizinle şu zindan karanlığından uzak”
Atatürk’ün bilim ve fen konusunda etkilendiği şairler arasında yazar Peyami Safa’nın babası olan ismail Safa’nın 1899 yılında yazdığı “ilim ve Fen” başlıklı şu ilginç şiirini de burada hatırlatmak istiyorum:
“ilim için kendimizi yormalıyız,
Çin’de de olsa varıp sormalıyız,
Medeniyyet gidiyor hep ileri,
Artıyor komşuların bilgileri
Hangi sanat elimizden gelmez,
Fikrimiz hangi kata yükselmez,
Var mı bir fen ki, biraz gayretle
Muktedir olmayalım tahsile.”