Anti-pskinalist bir güzergah izleyen Deleuze ve guattari'nin çalışmalarını, biraz lacan bilmeden anlamak güç. Ancak teslim etmek gerekir ki, lacan anlaşılması güç bir figür, eskik bir arzu problematigi ve dişil olani silen bir sembolik düzen analizi ile, çıkış imkani barındırmayan ancak pek çok özdeşleşme analizlerinde haklılığını görebileceğimiz perspektif sunmuş olmasi hasebiyle, eleştirel teorinin merkezinde tahlillerin uğrağı olmuştur. Özellikle cinselligi, kadın ve erkek olarak cinsel bölünme ekseninde, ontolojik olarak açıklanabilir olup olmamasinin imkanlari uzerine düşünen, Lacanci psikanaliz ekolunden gelen Zupančičin, manzaramizi renklendirdigini söylemeden edemeyecegim. Cinsel fark ile ilgilenenlerin, bunu cinsel bölünme olarak nasıl ele aldığı incelemelerini tavsiye ederim.