yeni ateizm

entry4 galeri
    3.
  1. Yeni ateizm 21. Yüzyılın ortasında ortaya çıkmış, Batı Avrupaʼda ve Kuzey
    Amerikaʼda yaygınlaşmış bir görüştür. Bilhassa sözde islam adına işlenen terör eylemleri
    neticesinde popülerliğini arttırmıştır. Din ve bilimin çatıştığını ilan eden bir dünya görüşüdür.
    Bilhassa Richard Dawkins, Daniel Dennett, Sam Harris ve Cristopher Richardsonʼun
    öncülüğünü yaptığı bir dünya görüşüdür. Tabiî ki onlarla sınırlı değildir. Bu görüş aslında
    bilimcilik dünya görüşüne dayanmaktadır. Bilimcilik dünya görüşünü kısaca belirtmek
    gerekirse; yalnızca doğa bilimleriyle elde edilen bilgilerin meşru olduğu, doğa bilimlerinin
    dışındaki bilgilerin meşru olmadığı ki buna sosyal bilimler, felsefe ve din de dahil bu görüşe
    dayalı bir pozisyondur. Yeni ateizmin yayılmasındaki önemli etkenlerden birisi din ve bilimin
    çatıştığı görüşüdür. Elbette bu görüş yeni bir görüş değildir. Bertrand Russelʼda, Draperʼda
    da, 19. Yy düşünürlerinde, Büchnerʼde de bu görüşü görmek mümkündür. Yalnız modern
    dönemde yeni ateistlerin bilhassa dinden tamamen negatif bir unsur, negatif bir kurum olarak
    bahsettiklerini görüyoruz. Bu anlamda örneğin 19. Yyʼın önemli düşünürlerinden Durkheim;
    Dini Hayatın ilk Şekilleri isimli eserinde dinlerin toplumsal birlikteliği sağlayan bir
    fonksiyonunun olduğunu söyler. Hatta Marks bile din halkın afyonudur derken aslında bir
    cümle öncesinde, taş kalpli bir dünyanın ruhudur der dinler için. Aslında Marksʼın da orada
    bile dinin acıları dindiren fonksiyonuna referans verdiğini görüyoruz. Yani Marksʼa göre
    dinler kötülüğün kaynağı değil, ekonomik ilişkilerin, sınıf ilişkilerinin bir yansımasıdır.
    Dolayısıyla asıl mücadele edilmesi gereken dinler değil, sınıf ilişkileridir. Yalnız yeni
    ateistlere göre asıl mücadele edilmesi gereken toplumda denk geldiğimiz bütün kötülüklerin
    anası aslında dinlerdir, dolayısıyla dinlere tamamen negatif bir rol biçerler ve dinlerin her
    türlüsüyle her alanda mücadele edilmesi gerektiğini söylerler. Öyle ki bilhassa Richard
    Dawkins, Sam Harris ılımlı dindarlarla bile mücadele edilmesi gerektiğini, çünkü ılımlı
    dindarların aslında içlerinde Usame Bin Ladin yaratma potansiyeline sahip olduklarını
    belirtirler. Tabi yeni ateistler aslında bu görüşleri savunurken belli bedeller ödemek
    zorundalar. Bilim tarihini çarpıtmak, felsefeyi çarpıtmak, belli felsefi argümanları görmezden
    gelmek gibi yollara başvurmak zorundalar. Bütün faturayı dinlere kesmek için belli toplumsal
    dinamikleri de görmezden gelmek zorundalar. Tarihin önemli bir kısmını çarpıtmak
    zorundalar. Örnek vermek gerekirse Nikaragua gibi Latin Amerika ülkelerinde diktatörlere
    karşı din adamlarının halkı örgütlemesi ya da Polonyaʼda diktatörlüğe karşı yine halkın din
    etrafında birleşmesi, köleliğin kaldırılmasında dinlerin oynadığı rol, Vietnam savaşında
    dinlerin oynadığı olumlu rol, hastanelerin dini kurumlar olarak ortaya çıkması, üniversitelerin
    batıda dini kurumlar olarak ortaya çıkması, orta çağda tüm günahlarına rağmen kilisenin
    bilimin en büyük finansörü olması, sanatın finansörü olması, örneğin Bah Aziz Thomas
    kilisesi tarafından yirmi yedi yıl boyunca finanse edilmiştir, sanatın arkasında kilisenin
    olması, daha bir çok konu yeni ateistle tarafından görmezden gelinir. Sadece dinlerin
    kendilerince negatif yönlerine odaklanıp onları çarpıtmaya çalışırlar. Bu konuda da bu
    yaptıklarından ötürü hem teist hem de ateist düşünürler tarafından yoğun bir şekilde eleştiriye
    uğramışlardır.
    4 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük