12 eylül sonrası türkiye için hep hasret ile bakılacak ayaklanmalar, grevler, protestolardır. Beğenilmeyen, sürekli küfür bile edilen yunanistan halkı "koyun sürüsü"* olmadığını kanıtlamıştır. polis ile çatışma sırasında (arabalarına taş atma) katledilen 15 yaşındaki çocuk ve yaşanlar.. peki sadece dergi satmaktan dolayı gözaltına alınıp önce karakol merkezinde faşist işkenceler devamında cezaevinde faşist devletin faşist işkenceleri ile katledilen engin çeber gibi olsaydı.. yunanistan halkı iktidarı ele geçirirdi sanırım. 21. y.y'da cezaevinde işkenceden insan katlediliyor ve bakan çıkarak "özür diliyor" ve yine bu partinin yardakçıları bunu çok büyük bir olay olarak görebiliyor. neymiş ee özür dilemiş, üzerine düşeni yapmış. bu kadar basit değil mi? Bir de komşuya bakıyoruz. bakanlar, rektörler istifa ediyor. Üniversitelerde boykot, işçilerin tamamı grevde.. Halkın bütünleşmiş olmasından dolayı polis istediği gibi şiddet gösteremiyor. Her ne kadar işbirlikçi basın tarafından "anarşistler ayaklanma başlatıyor" saçmalıklar ile bu haber veriliyor olsa da alakasızdır. Faşist devlet güçlerine karşı halkın tepkisidir. 15 yaşında katledilen bir çocuğu dikkate bile almayan işbirlikçiler ise her zaman olduğu gibi halkı suçlamaktadır.