iki yıldır bir iş yerinde çalışıyorum. ilk gördüğümden beri her seferinde dönüp tekrar baktığım, giderek kaybolana kadar izlediğim tek birisi var. sözde arkadaşız. ona yanık olduğumu tahmin bile edemez. ki benim bir bakışıma bile şahit olmamıştır. o kadar titiz şekilde gözlerim yollarını.
o odasından çıkar,sesini duyarım. peşinden ben de çıkarım tesadüf olmuş gibi. yalandan kendi makinelerimle ilgilenmiş gibi yaparım. tek amacım onun yüzünü tekrar görmek, gidene kadar onu tekrar izlemektir. ona her bakışımda birine son kez bakıyormuş gibi anın keyfini çıkartırım. gözden kaybolunca içime çöken hüzün, bu güzel anın bedelidir.
bu hayalimin gerçek olamayacağını düşünürüm. büyük bir çaba sonucu belki kendime güvenime, mutluluğuma tekrar kavuşurum. kendimi sevmeyi başardığım an onun karşısına başka biri olarak çıkmayı isterim. bu aşk olamaz. diğer insanların aşk diye anlattıkları şeyler böyle gelişip sonuçlanmıyor. bu çok daha güçlü bir duygu. sadece oturup uzunca, hiç çekinmeden gözlerine, yüzüne bakmak, ellerini tutmak için nelerden vazgeçebileceğimi sadece ben bilirim.
ne kadar içten, ne kadar samimi bir kız. her şey hallolsa bile onun karşısına bu şekilde çıkmak beni tereddüte sokar. çünkü benim ruhumda bu denli söz sahibi olan sadece o var. tek yanlışta ömür boyu yalnız kalırım.
hayatta birini ilişkiye ikna eden taraf hiç olmadım. yaşadığım her ilişkinin adımını başkasından bekledim. şimdiye kadar böyle oldu. lanet bir gurur. ama olacağını bilsem onun için çeyrek asırlık hayatımda vazgeçmediğim gururumdan vazgeçmeye hazırım. umarım kendimi kabullenmeyi ve hayatımı olması gerektiği gibi yaşamaya başlarım, ve her şey güzel gelişir. onun hayatımda olmaması düşüncesi beni çaresiz bir yalnızlık düşüncesine itiyor. onsuz olmak istemiyorum artık. sevgiler.