franz kafka'nın dönüşümünden sonra okuduğum ikinci kitabı.
kitap o kadar kasvetli ve sürüncemede kalan bir yapıya sahiptir ki romanın ana karakteri josef k'ya yardım etme hissi uyandırır insanda.ama bu his sayfalar ilerledikçe daha da azalır ve josef k kaderine terk edilir,artık sembolik anlatımlarla ilişki kurarak insan kendisini düşünmeye başlar.
aslında yaşam ilerledikçe herkesin biraz daha josef k'nın durumuna düşme riski artar.sistemi,insanlar arasındaki ilişkileri,kendini sorgulamaya başlarsın ama aynı zamanda o sorguladığın şeylerle yaşamaya öyle alışırsın ki,akıl bir oraya bir buraya döner durur.hiçbir şey yerli yerine oturmaz,sanki herşey sürüncemede kalır.bir şeyle mücadele edersin ama onun ne olduğu başka ilişkiler,insanlar olaya müdahil oldukça,zaman geçtikçe öyle karmaşık hale gelir ki,sen de bir yerden sonra ona ayak uydurmak zorunda kalırsın.artık hiçbir şey eskisi gibi değildir.iyi kötü o kadar karışmıştır ki,sıradan gelir herşey.başlangıçta isyan hali,zorunlu bir boyun eğmeye,daha sonraları ise artık tam anlamıyla kabullenilmiş bir sıradanlığa dönüşür.
kim bilir belki de son bir kurtuluştur.