zira bir keresinde karesi (balıkesir) il sınırları içerisinde yaşanmış bir olay halk arasında kulaktan kulağa yayılır olmuştu.
o dönemin ünlü edebiyatçılarından ispanyol hüsnü takma adlı erdem yalçın bir gün her zamanki gibi edebiyat atölyesinde cümleyi öğelerine ayırmaya çalışırken boya ve toza batmış halde, kan ter içindeyken atölyenin kapısına hamamcı saffet gelir.
hamamcı saffet aslında heteroseksüel olmasına rağmen mesleğinden dolayı adı eşcinsellikle anılır olmuştur ve bu yüzden ispanyollardan ve ispanyol kültüründen nefret etmektedir. bu nedenle ünlü sanatçının atölyesine gelir ve ona edecek bir iki kelamı olduğunu söyler. sanatçı dinliyorum der ama bedenen dinler gibi değildir; göz teması kurmadan ve elindeki işi bırakmadan konuştuğu için hamamcı saffet kalın bir "siktir" çeker ve arkasını dönüp gider.
bu olayı yorumlayan gastrologlar bu olayın androjenlikle bir anılan merkür'ün geri hareketinden mi yoksa fren hortumlarındaki çatlaktan mı kaynaklandığını bilemezler.
ancak emin oldukları gerçek şudur ki: her erkeğin biraz gay olması doğru bir önermedir.