Hüzünlü bir aşk öyküsü olan Kürk Mantolu Madonna, iki hikayeden oluşan bir anlatıma sahip. ilk hikayede Rasim adlı karakterin iş bulması ve Raif Efendi ile tanışması anlatılıyor. Kimseler ile konuşmayan sessiz sakin Raif Efendi’yi gözlemleyen ve onu daha yakından tanımak isteyen Rasim’in anlatımı ile Raif Efendi’yi dinliyoruz. Onun neden bu kadar yalnız ve topluma yabancı olduğunu ise kendisinin kaleme aldığı siyah kaplı defter aracılığı ile ikinci hikayede öğreniyoruz. ikinci hikaye Raif Efendi’nin kimselere söylemediği ve anlatmadığı bir aşk hikayesi ile başlıyor. Gençlik yıllarına gittiğimiz bu defterde Raif Efendi’nin Almanya’da bir resim sergisinde Maria Puder ile tanışması ve sonrasında birbirlerine aşık olmasının hikayesi içinde bir anda kendimizi buluyoruz.
Aşk, yalnızlık ve yabancılaşmayı içinde konu edinmektedir. Daha çok bir aşk hikayesi olarak görünse de romanda aslında bir insanın yalnızlaşma sürecine ve giderek topluma yabancılaşmasına şahit oluyoruz. Psikolojik tahliller çerçevesinde bu yabancılaşma ve yalnızlık duygusunu Sabahattin Ali o kadar iyi anlatıyor ki, okurken bize bu hisleri adeta yaşıyormuşçasına hissettiriyor.