Mauser fabrikasının devamı olan h&k firmasında Almanya’da oberndorf adında küçük bir köyde üretilmektedir. Koronavirüs salgınından önce fabrikayı ve müzeyi gezme imkanı buldum. Üretmiş oldukları mavzer tüfek, kasalı onlu, luger ve nihayetinde g3 modellerinin Türkiye’de son yüz yıldır ulusal bağımsızlık savaşından tutun da terörle mücadeleye kadar pek çok alanda başarıyla hizmet verdiğini, halk türkülerine konu olduğunu, özellikle luger p08 tabancanın halen daha Türkiye’nin kuzeyinde çok sevildiğini söyleyince bir anda etrafımı ufak çapta gayet meraklı bir mühendisler ordusu sardı. ikinci dünya savaşında kullanılan silahlar nazizmi çağrıştırdığı gerekçesiyle Almanya’da çalışır vaziyette ruhsatlandırılamıyor ancak ateşleme sistemleri geri döndürülemez şekilde deaktif edilip dekoratif amaçlı satılabiliyor.
Gelelim g3’e;
ikinci dünya savaşından sonra Wehrmacht’ın mp 44 tüfeği tabiri caizse Ruslar tarafından o devirdeki hemen her Alman sanayi ürününde olduğu gibi planları çalınarak ak 47 üretildi. Savaşın mağlubu Almanya ise ordusunu tamamen savunma amaçlı dizayn etmek durumundaydı. Onlar da yine halihazırda ellerinde olan en iyi tüfek mp 44’ün tabiri caizse hücum kabiliyetini mecburen budayarak savunma amaçlı müthiş bir tüfek olan g3’ü ürettiler. Birbiriyle her alanda kıyaslanan g3 ve ak47 bu yönden biraz da kuzen sayılır.
G3 anlaşıldığı üzere tamamen savunma amaçlı dizayn edilmiş bir tüfektir. Müstahkem mevkideki bir askerin destek alarak siper almasını kolaylaştırmak için kundağı tüm muadillerinden daha uzundur. Ve yine savunmadaki askerin daha az mermiye ihtiyacı olduğu öngörülerek şarjör kapasitesi daha az tutulmuştur. Her an saldırı tehtidine karşı kurma kolu geride taşınabilir ve saldırı anında kurma koluna vurulup doldurulduğunda çıkan bilindik sesle diğer askerleri de ikaz etmiş olur. isabetliliği kesinlikle muadillerinden çok yüksektir.
Ancak g3’ün Herşeyden önce emsallerinden daha ağır olması intikallerde askeri yorar. Baştan söylediğimiz gibi belli bir yeri savunma amacıyla üretildiğinden hafiflik kaygısı güdülmemiştir. Nişan hattının sıfırlanması ve rutin bakım ve temizliği emsallerinden biraz daha karışıktır bu yüzden g3 asla bir taarruz tüfeği olamamıştır.
Peki neden g3 ordumuz tarafından çeyrek asırdan fazla bir süredir taarruz tüfeği gibi kullanılmaktadır? Bunun cevabını yakın tarihimizde Türkiye’ye uygulanan örtülü bir ambargoya bağlıyorum. O yıllarda Almanya’dan başka silah alabileceğimiz hiçbir ülke yoktu çünkü, Almanya’yla tarih boyu iyi ilişkilerimiz vardı ve bu yüzden silahın lisansını alarak kendimiz üretebildik ve buradan kazandığımız tecrübeyle kendi silahlarımızı ürettik.
Bu yönüyle g3 Türk silah sanayisi ve savaş konseptinde bir dönüm noktasıdır.