aile fertlerinin yalnızca uyumak için girdiği odada eski bir çekyatın üzerine serilen çiçekli örtüde uzanıyor, gece lambasının verdiği loş ışıkla bir nebze de olsa ruhumu dinlendiriyorum. aklım karmakarışık neyin doğru neyin yanlış olduğu idrak edemiyor ve düşünmekten bi tap delirmeye gün sayıyor. ruhum, sığmıyor artık bu odaya bu eve, bedenimde sıkışmış can çekişiyor ve artık nefes almak bile ızdırap gibi geliyor. yüreğim, kimseyi duymak istemiyor kapatmış kulağını gözünü olup bitene özlemle yanıp tutuşuyor, tek isteği sevdiğine kavuşmak. sevdiğinin yüreğine sarılmak , tekrar heycanla çarpmak, içi içine sığmasın istiyor.