Osmanlı Devleti'nin parçalandığı masaya oturan devletlerin oturma şeklini gösteren bir görsel. Sevr Anlaşması'nda değil, işte bu masada, Paris (sözde) Barış Konferansı'nda 600 senelik kutlu, şanlı bir imparatorluğun parçalarına ayrılması kararlaştırıldı. Yunanlar bu masada tüm dünyaya şu kara propagandayı yapıyordu:
''Anadolu'da Türkler (özelikle ittihatçılar) bir Hristiyan katliamı yapacaklar. Onları korumak için derhal Anadolu'yu işgal etmemiz lazım. istanbul bir Yunan şehridir; Padişah ve Türkler, istanbul'dan çıkarılmalıdır. (...)''
ingiltere padişahın uzaklaştırılmasına karşı çıksa da kendisinden ispat isteyen devletlere ise Yunanlar, yalan katliam raporları sunuyorlardı. Fransa bu raporların sahte olduğunu biliyor ve Yunan işgaline soğuk bakıyordu... Bugün bile Yunan gençler, işte bu ucuz propagandaya inandırılmışlar ve bu sebeple Anadolu'daki işgallerini haklı buluyorlar.
işin tuhafı Yunanlar Anadolu'da işgale başladıklarında, vardıkları köylerde şu propagandayı da yaptılar:
''Bizim padişahla sorunumuz yok. Tek sorunumuz Kemalistlerle. Sizi Kemalistlerin zulmünden kurtarmak için buradayız.''
Oysa ortada sadece, bütün insanlık vasıflarını kaybetmiş bir Yunan zulmü, onun da ötesinde bir soykırım girişimi vardı ve dolayısıyla bu sözler kendi uyruğundakileri ilgilendiriyordu. Fransızların bundan da haberi vardı. Basın; Yunanların katliam propagandalarıyla ilgili tek bir fotoğraf bile veremedi fakat yine de bu propagandaya destek oldu ve özetle şöyle yazdı:
''Türkler, Yunanları krallar gibi karşıladılar.''
Paris Barış Konferansı'nda konuşulanlar, belki de yüzlerce makale ve kitaptan değerli. Çok basitçe bu konferansta konuşulanları, Amerika Dışişleri Bakanlığı tutanaklarında elinizle koymuş gibi bulabilirsiniz. Papers Relating to the Foreign Relations of the United States olarak nette aratmanız yeterli. Daha önce bu kaynaktan araştırma yapmış bazı araştırmacıların çalışmalarını da paylaşmıştım.