Ortalama olarak mart ortasında girdik izole hayata.
Bu dönemden beri sosyal ilişki, iş bir çok şey çıktı hayatımızdan.
Eziyet gibi görünen trafikte vakit geçirmiyoruz.
Hatta yeri geliyor ellerini sallayarak sokağa bile çıkamıyoruz.
Bu hepimizin ruh halini etkiledi.
Hayal edin; hani denizleri besleyen akarsular, dereler ve kaynak suları var ya...
işte onlar gibiydi bugün yapamadığımız şeyler.
Trafikte beklemek bir akarsu idi,
iş yerindeki arkadaşlarınla sohbet bir dere idi,
Sokakta yürürken minik flörtleşmeler dere gibiydi,
Arkadaş sohbetleri kaynak suyu gibiydi...
Bunların hepsi kesilince , denizin su kalitesi bozulur ya...
Onun gibi ruh halimiz bozuldu,
En yakınımızda ne varsa ona sarmaya başladık.
Normalde düşünmeyeceğimiz şeyleri düşünüyoruz.
Geçim kaygısı.
işini kaybedermiyim kaygısı,
Yarın ne olacak bilememek
Hiç bir şey yapmasanda özgürlüğünün kısıtlı olmasını bilmek bile stres kaynağı oldu.
Normal bir insanın hayatında en fazla bir kere yaşayabileceği bir durumu yaşadık.
Psikolojimiz bozuk sözlük, dikkat edin kendinize.
Ruhumuz kanıyor, onu tedavi etmek gerek.
Sevdiklerimize sarılmak , sohbet etmek, dost meclisinde hasbihal etmek gerek.
Çok özledik insanlığı...
Çok.