Sör vilyım dankın heyvırt, general makenzi bi de ekselans henri yıvarlak masanın etrafına toplanır olaylar gelişir
Svdh: la bağele, zate çöl amuğagoyum, bura kazma Vuranın zürriyetini zikem, ben üç beş bişe çızdıydım, hemencene imzalıyak de siktirolup gidek bitten böcükten kaşıntı bastı ya la!
Gm: he ya ayıptır söylemesi beni de teeee londıralarda yengen bekler. Bazarki gemiye bindik bindik, binemedik soraki sefer şubatın otuzunaymış ellam!
Eh: (heyvırt’ın haritasına bakar) tamam la teyzemin evladı, yalğınız şu sahil hududundaki melmeketleri biraz girintili çığıntılı yapmak lazım, derelere gore felan bilahare ayarlarım ben, bi de bu cezayirinen Sudan ürüşvet verdi, oraları biraz büyük yapak!
(Hep beraber): he yapağ... aynen ele... (hoooooh diye mühüre üfler) ahanda bastım mohoru ekselansları, siz de imzalayın de gidek...