"...Kişi kendini ortaya koyamazsa, gerçek bir ilişkiye katılamaz. Devingendiyalektik bir ilişki -denge demek istiyorum, ama bu bir denge değil- birinin kendini ortaya koyduğu, ötekinde yanıt bulduğu, sonra kendini biraz fazla ortaya koyduğunda ötekinde bir hayır sezdiği, geri adım attığı ama vazgeçmediği, katılımın biçimini değiştirdiği ve ötekinin bütünlüğüne yeterli yolu bulduğu, bitmeyen bir karşılıklı fedakarlıktır. Bu daimoniğin yapıcı kullanımıdır. Kişinin bireyselliğini diğer insana ilişkin olarak ortaya koymasıdır. Eşi sömürmenin kıyısında gezer; fakat onsuz yaşamsal bir ilişki olmaz. Doğru orantı olduğunda, daimonik diğerlerine el uzatma, yaşamı seks yoluyla artırma, yaratma, uygarlaştırmadürtüsüdür; önemli olduğumuzu, diğerlerini etkileyebildiğimiz, onları biçimlendirebildiğimizi, gösterilebilir ölçüde önemli bir gücü kullanabildiğimizi bilmenin verdiği neşe, coşku ya da basit bir güvenlik duygusudur. Değer verildiğimizden emin olma yoludur..."