Kendimi tanımak için kendime vakit ayırdıkça değiştim. Bunun için kendime yeniden vakit ayırdım, yeniden değiştim. bunu yinelemeyi sürdürdüğüm müddetçe sonunun nereye varacağını bilmediğim, hatta sonunu hiç göremeyeceğim bir yolda ilerlemeye devam ettim.
Bir önceki seni tanıyorsun. Ondan öncekini de, ondan öncekini de. Sonsuz değişimler, içimde önceleri barındırmış olduğum ve uygun gördüğüm her koşulda misafir edebileceğim sonsuz varyasyonlar.
insanlara yaklaşıyorsun, insanları öğreniyorsun. Değiştikçe o dilleri birer birer söküyorsun, pratik yaptıkça akıcı okumaya başlıyorsun. Savunma mekanizmanla birlikte saldırı mekanizman da gelişiyor ve muazzam sağlamlıkta duvarlar ediniyorsun. o duvarların içini yalnızca sen görebiliyorsun, karşındaki insan ise izin verdiğin kadarını. izin verdiğin kısım, öncesinde misafir etmiş olduğun eski bir dost dahi olabilir ve bu dostu uzun bir aradan sonra yeniden görmek o an için içini ısıtsa da üçüncü günün sonunda gitmesi için gözlerinin içine bakıyorsun.
Bir sonraki beni tanımıyorum. Dostlarımın ise ciğerini biliyorum.