mezhebi faşizm güden iran devşirmesi insanların sürekli bitmek bilmeyen isyanları ve de biz batıya sefere çıktığımızda yaptıkları isyanlar...
Yeniçerilerin zaman içinde Şii olduğunu gizleyen sözde din adamları tarafıyla gerçek dini anlayıştan koparak Osmanlı'ya düşman yetiştirilmeleri...
Hepsine tek tek geleceğim ama Selçuklu Devleti neden çöktü biraz onu hatırlayalım isterseniz. ismaili Şii Hasan Sabbah "Türk katli vacip ve sevaptır" der. Fedaileri ise mezhebi faşizm ile Kervan Yollarındaki Sünni Türkleri pusuya düşürüp öldürerek soyar ve bunun sevap olduğunu düşünür. Hatta o dönemler kandırılmış olan, çok küçük bir azınlık olan Türkmen Şii'ler bile kendiyle aynı dili konuşan kardeşlerinin kanını çok rahat bir şekilde akıtacak kadar beyni yıkanmış insanlar olmuşlardır. Fakat kendilerini çok iyi gizledikleri için saraya kadar uzanırlar ve de veziri suikaste uğratırlar. Sürekli yaptıkları bu eylemler Selçuklunun gerilemesine neden olmuştur...
Gelelim Osmanlı Dönemine...
Timur'un Ankara Savaşı galibiyetini çoğunuz bilir... Fakat bu galibiyet ne yazık ki Osmanlı'nın kaderini değiştirecektir. Çünkü galibiyet sonrası Timur 30.000 Türkmen çocuğunu esir alır. Esir aldığı bu çocukları da o sırada iran'da sadece tarikat olarak bulunan Safevi Tarikatı lideri Şah Cüneyd'e satar ve Semerkand'a doğru yoluna devam eder. Şah Cüneyd takiyeci biridir, yani kendini olmadığı gibi gösterir ve Timur'un güvenini de kazanarak çocuklarını ona satması için aslında Farsi ve Kürdi bir kan taşısa bile kendini Türk kanı taşıyormuş gibi anlatır, gösterir ki amacına ulaşsın. Fakat Türklere duyduğu nefret ve kin en az Hasan Sabbah kadardır...
Çocukları satın aldıktan sonra onlara Hasan Sabbah öğretilerini öğretir, "Türk katli vacip ve sevaptır" der, "Sünni katli sizi cennete sokacaktır" der, "Aslını her zaman sakla ki onlar uyurken kafalarını alasın" der, "Bunu Şiilik için yapmadığına inandır, Sünnilere olan kinine başka kalıplar bul ki safça olanlarını tarafına çekesin" der, "Arap ne ise Sünni Türk'te odur, kadınlarıyla eğlen ki sevap bulasın, aslını da her zaman gizle, her bir canını aldığın Arap için iki Türk kadar sevap yazılır, cennetinden diğer katlarına yükselirsin" der...
Hatta bununla da kalmaz, iran'da yıllar önce kurulmuş küçük bir devlet Kuhistan'ın biseksüel lideri Keykavus'un Kabusname isimli kitabından alıntılar yapar ki onların bazılarını biseksüel olarak yetiştirebilsin ve de onlardan faydalansın... "yaz olunca avratlara, kışın oğlanlara meylet ki, vücutça sağlam olasın. zira oğlan teni sıcaktır, yazın iki sıcak bir araya gelirse vücudu bozar. avrat teni ise soğuktur, kışın iki soğuk, vücudu kurutur…" benzeri öğretilerle de Osmanlı'da oğlancılığın yayılmasına da vesile olacaktır anlayacağınız bu adam.
Bazen soruyor, "Kuhistan öyle bir kuhistan değil ki nerede bu ben bulamadım" diye bazı arkadaşlar. Hemen link bırakayım da Horasan'da kurulmuş bir devlet olduğunu ve de lideri Keykavus'un Farsi kökenli biri olduğunu öğrensinler. Sonuçta aynı isimde başka yerlerde var ve inkar etmek için bazıları hep bunun üstünü kapatmaya çalışır oğlancılığın nasıl Osmanlı'da yayıldığından kökenleri itibari utandıkları için.
Neyse gün gelir çatar, kafalarına soktuğu binlerce hurafe ile bu çocukları Osmanlı'ya misyoner olarak yollar. Bazıları Osmanlı'da oğlancılığı oğlan olarak yayarken, bazıları ise kimliğini gizleyerek sözde din adamıymış gibi görünüp etrafında mürid toplamaya başlar. Topladıkları Müridleri Şahkulu isimli Tarikatlarında birleştirirler, Osmanlı topraklarında evlenirler ve çoğaldıkça çoğalırlar... Misyoner yani ama gizli, saklı şşt. Aradan 100-150 yıl geçtiğinde ise yeterince müride ulaşmışlardır ve de aslını gizledikleri için ikinci beyazıd'tan aldıkları kasa kasa altınlarla kendilerine kılıçlar yaptırırlar, gerçi Yavuz Sultan Selim babasını pek çok kez uyarmıştır. "Baba bu insanlar iyi insanlar değil, aydın, laik, seküler, Türklüğün özüyüz diyorlar kendilerine ama iran yandaşı hepsi, ellerinde olsa hepimizi diri diri doğrarlar!" der, babası ikinci beyazıd ise "Sen ne diyorsun çomar Yavuz! Yobazlık yapma! Onlar bu ülkenin evlatları! Baksana Horasan'dan gelmişler Türklüğü getirmişler!" der, Yavuz da sinirlenerek "Ulan o adamlar aslını gizliyor, Selçuklu'yu nasıl yıktılarsa bizi de öyle yıkacaklar dinle biraz beni!" der fakat babası o kızgınlıkla onu taa Trabzon'a yollatır. Anlayacağınız doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovar.
Hah ne demiştik. Yeterince müride ulaştıklarında ikinci beyazıd'tan aslını "Biz aydın, laik, seküler, Türk'üz" diyerek gizledikleri için de aldıkları kasa kasa altınlarla kılıçlar yaptırırlar ve isyan'a kalkışırlar... Ama öyle böyle bir isyan değil arkadaşlar. Sırf Sünni olduğu için 50.000 sivili katletmişlerdir bu isyanda. inanılmaz bir vahşettir bu, eşi benzeri yoktur. Eşinin, çocuğunun gözleri önünde tecavüze uğrayan kadınlar, kızlar, kazığa oturtulan insanlar, evleri yakılan insanlar derken Saray'ın önüne kadar gelirler. Fakat bunların olacağından daha öncesinde emin olan Yavuz Sultan Selim bu isyanı bastırır ve de taht ona kalır. Ne yüce bir padişah... Olmasaydı olmazdık anlayacağınız, şuan hepimiz iran'a bağlı, Türkçe konuşmayı bilmeyen Şii'ler olacaktık!
Arkasından yaptıkları isyan bastırılınca yine kendilerini gizleyerek başka bir yol denemeye başlarlar. Bu da Yeniçerileri devşirme işlemleridir... Yani devşirmenin başkalarını devşirme işlemi! Haha. Çok komik değil mi? Ama ne yazık ki gerçek. Arkadaşlar aslında Yeniçeriler Bektaşi değildir. Hacı Bektaş Veli Pirimiz 1270'li yıllarda vefat etmiştir fakat Edirne Zaferi sonrası 1360'larda kurulan Yeniçeri birliğini birebir görmüş ve bu devşirme birliğe "Yeniçeri" ismini o vermiş gibi anlatılır lakin bu doğru değildir. Aslında Şahkulu isyanı başarılı olamayan Şii'ler devleti artık bu şekilde ele geçirmeye çalışır. Osmanlı Devletine gizliden gizliye düşman yetiştirdikleri Şii Yeniçeriler sırf Batı'ya sefere çıkmak istiyor ve 17 yaşına geldiği için Hacca gitmek istiyor diye "Yobaz, Çomar, Arapçı" diyerek Genç Osman'ı (ikinci osman) Yedikule Zindanları'na kaçırarak tecavüz ve işkencelerle öldürdüler. Tabii bunlarda değil. Sırasıyla Celali 1, 2, 3, 4 isyanları ile yüzbinlerce sivili sünni diyerek katlettiler ve bereketli topraklarını ele geçirdiler. Hatta Celali isyanları için burada bir yazar "nasıl da sünni çiftçileri öldürüp topraklarına konduk, birazda bu başarıları anlat arap çomar" demişti....
Aslında Osmanlıyı yıkmakta büyük bir rol oynadılar, hiçbirisi acı olmadı da hangisi acıydı biliyor musunuz? Koçgiri isyanı. öyle bir isyan düşünün ki çanakkale savaşı esnasında işgalci devletlere karşı vatanını savunan kahramanlarımız cephedeyken o sırada "onlar sünni" diyerek annelerine, eşlerine, kardeşlerine tecavüz edilsin, evleri yağmalansın ve yakılsın. evet bu isyanın ismi de koçgiri isyanıdır mesela. fakat sorsanız bunun kendilerinin başlattığı bir isyan olmadığını, çanakkale savaşı esnasında kuvay-ı milliye'nin başka bir uğraşı yokmuş gibi bir katliam olduğunu söyleyen mezhep faşistleri hala mevcuttur. şaşırmıyorum. tarihimizde mağdur olmak her millete, her insana mahsus sonuçta yani... Şimdi de torunları Atatürkçü olduğunu iddia ederek, laiklik ilkesini bahane ederek dinini yaşayan insanlara saldırıyor bir de. Aman be. Olsun, iyi uykular Türkiye'm. Türkiye'nin göz bebeği istanbul'da CHP il Başkanı Canan Kaftancıoğlu gibi bir isimken biz daha çok Şahkulu, Celali, Koçgiri gibi isyanlar görür ve bazı maskelerin altında yok edilmeye çalışırız.