komünistlerin atatürk ü sevmeme gerekçeleri

entry19 galeri
    8.
  1. emperyalistlerin elinden bir ülke kurtarmışsınız... halk kahramanı olmuşsunuz ve eller üzerinde tutulmakta, alınıp baş köşelere konulmaktasınız... ağzınızdan dökülen her istek adeta, kanun hükmünde bir kararname niteliğinde... insanlar inanmışlar size bir kez... güvenmişler... bir dediğiniz iki edilmiyor...

    ve diyorsunuz ki,

    - yurttaşlarım! bundan böyle hilafet yok(kasım 1922).

    bir kaç ay önce sonuçlanan başkomutan meydan muharebesi'nin halk üzerinde yarattığı zafer sarhoşluğu ile şer'i sisteme vurulan bu en büyük darbe kim vurduya gidiyor.

    üç yıl sonra,

    - türk milleti! artık, sarık yok, fes yok, şapka var!(kasım 1925)

    bir yandan, " yüzlerce yıllık alışkanlıklar bir gecede nasıl değişir? " diyor insanlar, öbür yandan mustafa kemal söylüyorsa doğrudur...

    bir yıl geçmeden;

    - yüce türk milleti! bu medeni kanun bizlere yakışmıyor! batının medeni kanununu kabul edeceğiz(şubat 1926).

    bir homurtu, bir kargaşa kopuyor önce... lakin, mustafa kemal bu... halk, o diyorsa doğrudur da diyor ama çatlak seslerde yükselmiyor değil...

    ve sonra;

    - yurttaşlarım! bundan böyle arap alfabesi yok, latin alfabesi var! hem batı kökenli ve hem de öğrenmesi, öğretmesi kolay!(kasım 1928)

    vatan şairleri, gazeteciler, edebiyatçılar ayaklanıyor. din adamları desen hepsi homur homur... " kuran'ın dilinden nasıl dönülür " lafı kapı arkalarında ve meclis kulislerinde fısır fısır dillendirilmekte... mustafa kemal'e en yakın insanlar bile hayretler içinde... sonuç?.. sonuçta harfler de değişiyor.

    - pekiyi! nasıl beceriliyor bunca iş? yalnızca, mustafa kemal'in halk üzerindeki kişisel kredisi ile mi?

    elbette ki hayır!

    mustafa kemal, yıllar yılı kafasında yarattığı türkiye'yi 1920-28 arasında kurmuştur. hedefine ulaşmak için her yolu, her imkanı, her silahı kullanarak ulaştığı bu hedefinde ona en büyük desteği verenler de aynen, fransız ihtilalinde olduğu gibi aydınlar ve burjuva sınıfı olmuştur. örneğin, sırf batı çizgisinde bir kadınla evli olmak ve bu etkiyi halka ulaştırmak adına, izmir'in en ünlü tüccarlarından birinin kızı ile evlenmeyi kabul etmiştir, gönlü başkasında olduğu halde...

    o, iyi yaşamayı, iyi giyinmeyi, beyaz yakalıların meclislerinde boy göstermeyi seven, atadan-babadan variyetsiz ve fakat statüsünü ve zekasını kullanarak; daima burjuvaya yakın bir kişi olmuştur. bu yakınlaşma, özellikle yaşamının son dönemlerinde bir alem havasına dönüşmüştür ki, komunistlerin kabul edemediği ya da onunla özdeşleştiremediği bu eylemi olsa gerektir.

    bakınız, büyük üstad ne diyor mustafa suphi'ye ithafen yazdığı dizelerinde;

    " ...
    trabzon'dan bir motor açılıyor,
    -sa-hil-de ka-la-ba-lık.
    -motoru taşlıyorlar,
    -son perdeye başlıyorlar!
    -burjuva kemal'in omuzuna binmiş,
    kemal kumandanın kordonuna,
    kumandan kahyanın cebine inmiş,
    kahya adamlarının donuna.
    -uluyorlar...
    -hav... hav... hak... tü.
    -yoldaş unutma bunu,
    burjuvazi...
    ne zaman aldatsa bizi,
    böyle haykırır:
    -hav... hav... hak... tü.
    ... "

    burjuva, aynen tentürdiyota benzer. kanayan yarayı onunla siler ve mikroplardan arınmasını sağladıktan sonra sürdüğün pamuğu atarsın ve yarayı açık bırakırsın ki uçup gitsin ve izi kalmasın. eğer, pamuk yaraya sarılırsa, yarayı yakar-kavurur.

    mustafa kemal'in, 8 yılda attığı temelin üzerine inşa edilen cumhuriyet, öyle ya da böyle 80 yıldır ayakta durmaktadır. emperyaliste karşı bolşevik mermisi, din adamına karşı diğer din adamı, yobaza karşı burjuva, devrim muhaliflerine karşı kiralık katiller kullanılarak ulaşılmış bir büyük hedeftir bu... takdir edilesi bir mücadeledir... bir yurtseverlik örneğidir...

    - komunistler, emperyalizme meydan okuyan yürekli insanları severler... onlar, yurtseverleri severler... gönülden gelen bir sesle; " yurtta barış, dünyada barış " diyebilen insanları severler... tek farkları şudur ki, bu sevgi, kimileri gibi kör etmez komunistlerin gözlerini...
    5 ...