oooo çok var ki, nerden başlasam. neyse aklıma ilk gelenden:
bir gün sınıfta wtcnn'ye benzettiğim artist bi çocuk vardı(şimdi benzetiyorum tabi o zamanlar ferit portakalda vitamin). neyse klasik artist zengin çocuğu, artistliğini yaptı velet. bende dövdüm bunu ama dövdüm dediğim de bi dövdüğüm kadar da ben dövüldüm. e zengin çocuğu tabi süt, müt içmiş eli sağlam. neyse süt içiyo dedim de bu baya süt çocuğuymuş haberim yok, velisini çağırmış velet bide annesiyle gelmiş beni hocaya ispikliyolar ana çocuk, utanma da yok hiç. neyse gelmiş kadın hocayı kafalıyor. yok çocuğumda çocuğum, çocuğumda çocuğum hay dedim senin çocuğğunu s..... neyse benim kraliçe'yi çağırsam haddini bildirirdi kadının da tabi erkeklik bizde ya çağırmadım anayı, açıkçası erkeklikten mi korkaklıktan mı onu haala çözemedim be beyler, okul hayatım boyunca çevremdeki çocuklardan en çok kavga eden bendim bi kere bile annemi çağırmışlığım yoktur. birazda utanırdım tabi çağırmaktan ulan kavga edince anne mi çağırılırmış lan! ilk defa bu çocukta gördüm bunu, hadi dayak yesen neyse de huur çocuğu bildiğin dövmüştü beni. öğretmende bu kadın sınıfta dikiliyor (resmen vur şuna bitanede bende gidim dermişcesine) hocada o gazla patlattı bi tokat ulan beyler çok yaramaz bi çocuktum okul hayatım boyunca hocalardan bi ton dayak yemişimdir ama hiçbiri bu tokat kadar can yakmamıştır. ilk öğretmen dayağı diyince aklıma ilk bunun gelmesinin sebebi de budur aslında dışardan bakınca ufacık bi tokat ama içimde bu duyguyu bi tek ben bilirim olayda objektif baktığım zaman bile asıl suçlu bu huur çocuğu ama sırf annesini yanında getirdi diye ben suçlu gibi tokadı yedim hocadan bide bakmayın ben kinliyim şu an pice ama hocayı o zamanlar acayip severdim.
ulan beeee o günden belliymiş kaderimiz bileydik "suçsuz yere daha çok tokat yicekmişiz çooook"...