gora kadar yarıla yarıla gülmesem de açıkçası beklediğimin yakınını bana vermiş olan filmdi. ilk film ile pek bağlantısı olmasına gerek yoktu, çünkü bu tam olarak bir devam filmi de değildi.
filmin ilk fragmanı olan şu meşhur kulak memesi elleme ve kaynım bana kaydı sahnesinin filmde bulunmayışı beni çok mutlu etti, ancak filmde henüz arif'in çocuğunun doğmamış oluşu acaba o görüntülerin yer alacağı bir üçüncü film olacak mı sorusunu getirdi benim aklıma.
filmle ilgili diğer bir nokta, gerçekten türk sinemasına göre aşmış görüntülerin kullanılmış oluşu. cem yılmaz'ın kıvrak zekası ile birleştirilince bunlar ortaya durup dururken saçma espriler çıkabilmiş, bu noktayı da takdir ettim, komikti çünkü.
ayrıca ilk filmdeki gibi filmlere göndermeler de devam etmiş.aklıma gelenler; eyes wide shut ve dugu'nun bana belirttiği contact göndermeleri ve bunlar izleyenlere yapılan ince esprilerdi.
bazı ucuz espriler olmasının yanında, nil karaibrahimgil filme hiç oturamamış. o kadar usta oyunculukların yanında sadece bacakları ve yüzü güzel olduğu için kadroya dahil edilmesi bana çok itici geldi. film boyunca ısınamadım o yüzden. rıdvan bile 1 saniyelik rolünde daha iyi oynamış*.
genel olarak bakınca yine cem yılmaz güldürmüş, 2 saatten fazla süre gülmek için, hem de öyle sikindirik espriler çok fazla olmadan gülmek için, 10 lira vermek bence hiç anlamsız değil.