"türklüğün gücü" ya da "alman ordusunun savaş gücü" romantizmlerinden önce bu analize başlama yeri coğrafyadır. şöyle bir google earth'ü açıp bakınca yedi düveli önüne katan hitler'in bütün bu savaşlarıdaki ortak nokta zeminin düz olmasıydı.
türkiye'ye bakınca göze çarpan ilk fark hemen her yerin dağlık olması. nihayetinde hitler'in derdi ne akdeniz'e inmek, ne de türkiye'yi ele geçirmekti; amacı ortadoğu petrollerine ulaşmaktı. önce afrikadan denedi, olmadı. sonra sonunu getirebilecek iki kumardan birisini seçmek zorunda kaldı: ya sovyetler üzerinden "dümdüz" kafkasya'ya inecek, ya da türkiye üzerinden geçecekti. kendince bir hesap yaptı ve sovyetleri seçti. bu yolla başarılı olsaydı hem ileride kendisine sorun çıkaracağı kesin olan sovyet tehdidini bertaraf etmiş, hem de ana hedefine ulaşmış olacaktı. sovyetler dişli çıktı, o ayrı.
oysa türkiye'ye girse insanlardan ziyade arazi ile kavga etmesi gerekecekti, buna lojistik olarak gözü kesmedi. doğru ya da yanlış, ismet inönü'ye atfedilen bir anektod vardır. hesapta hitler yunanistan'ı alıp türkiye sınırına dayandıktan sonra bu teklifi ismet paşa'ya götürmüş ve demiş ki "ben ülkenizden geçip ırak'a gitmek istiyorum". ismet paşa da demişki "buradan girebilirsiniz, bu doğru, ama öteki taraftan çıkabilir misiniz, işte onu bilmiyorum".