başka milletlerin kahramanlarını takdir etmemek

entry14 galeri
    13.
  1. "herkes benim kriterlerime göre kahramandır, dış yardımların bile şekli, şemali, açısı ve muhteviyatı bellidir, sınırları da şuradan şuraya kadardır" diye koşullar koyup bir de "kendi anlayışımızın ötesine geçelim, aşalım bunları artık canım" ile güzellenen, velhasıl çapının "bu ne perhiz ne lahana turşusu" olduğu bal gibi belli olan bir açılımdır. bu iki tezat yanyana gelince amacın aslında ben-merkezci bir kültürel şovenizmden kurtulmak değil, bilakis bunu yeniden üretmek olduğu anlaşılıyor.

    önce "kahramanlık" kavramı silaha indirgendiği için o devre dek düzensiz ayaklanmış ve boyuna kaybetmiş insanlarını "bağımsız ulusal mücadele" gibi görece yeni yani modern bir kavramla tanıştırıp örgütleyebilmen hasıraltı edilecek. niye? çünkü kural var: "Kahraman dediğin böyle insanüstü, sıradan olanın dışında kişisel mucizeler sergilemiş olacak bir kere"... marvel karakteri yani, peki.

    sonra mücadele aleti ve yöntemi "silah" olarak tespit edildiği halde 15 sene harcadığın örgütlenme, bu süreç esnasında geliştirdiğin uluslararası ilişkiler, parça parça köylerin bir fikir etrafında yavaş yavaş bir ulusa dönüşmesi süreci yine sayılmayacak. neden? çünkü kural var: "savaş dediğin bir lider altında bir seferde, bir komutla ve bir hedefe yapılır, böyle parça pinçik olmaz bir kere". iyi de yunanlılar ikibin beşyüz sene evvel de bu sistemle yaşayıp savaştı, bizim coğrafya bu şekil bir parçalılık yöntemini adeta bize dayatıyor, sizinki gibi bir coğrafya yok bizde, onu ne yapacağız? "bana ne, ben anlamam, kural benim dediğim gibi, yoksa sayılmaz"...

    hiçbir ordusunu "mühim oranda" (hassas ölçülere gel) yenemediğin halde bir ülkeden bağımsız olacaksın ama bunu başarman da "kayda değer" bulunmayacak. iyi de toprağı aldık baba, sen bundan daha "mühim" bir şey biliyorsan, buyur onun hesabını yapıver sen, ne diyeyim ben sana? sonra bir de bunların üstüne bu mücadelen sırasında ürettiğin sloganını bile aynen alıp kullanmış bir başka bağımsızlık mücadelesinin torunları tarafından beğenilmeyeceksin. iyiymiş, evrensele gel...

    daha da ötesi "yardımı dıştan alıp savaşı kendi vermek" gibi kerameti kendinden menkul bir kriter kabul edilecek, ama başta kürtler olmak üzere türkiye bağımsızlık savaşında bulunmuş, ve tarihsel olarak osmanlı toplumsal mirasının bileşkenleri olan birçok etnik unsur ulus devlet kurulduktan hemen sonra sistematik olarak o "biz" denenden, veya o "kendi" denen alandan dışarıya itilecek, kakılacak. ancak belli bir resmi kimliği, ve üstelik sadece devletin istediği biçimde üstlenmeleri; bunu yapmazlarsa bölücü vatan hainleri oldukları ilan edilecek: "etniksin sen, sen de etniksin, hepiniz emperyalizmin oyunusunuz, oysa ben asliyim, efendinizim sizin, hakim kültür ve devlet'i-ali'nin devamı benim, o zaman benim etnik kimliğimin adı her yere verilecek, ve artık etnik bile olmayacak, "ulusal" olacak. hatta sınırlar dışında kalan türk unsurları bile "türki" veya "türkmen" diye değiştiriyorum. geri kalan diğer etnik kimlikler zaten nifak olarak sayılacak, hepiniz yok hükmündesiniz." herkes "dış"landı mı? ufak bir "detay" kaldı galiba:

    gayri müslimler, tabi ya: ilk nüfus sayımında temsil ettikleri %10 orandan bugün onbinlerle ifade edilen sayılara düşürüldüler; yani artık değil yüzdelerle, bindelerle ama onbindelerle ifade edilen sayılara indirgenecek, yani sistematik olarak yok edilecek (edildi de). sonra denecek ki "biz dıştan yardım almadık". siz daha "siz"in kim olduğundan bihabersiniz, o nedenle türkiye toplumu kendisini toplum yapan butun unsurlardan arındırılarak hayali bir iç ve dış kavramlarıyla bugünkü haline erişti. sunni islam olayına hiç girmeyelim.

    belki biraz da tüm bunları "beceren" kahramanları bulmak ve teşhir etmek lazım galiba.

    neyse, ne diyorduk, aynı kültürel miras: "bu oyunun kurallarını ben buldum, sadece benim istediklerim oynayabilir."

    al buyur oyna o zaman...
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük