içi kendisini dışı başkalarını yakan hayattır. bir mühendisin hayatı;
-okul hayatında öğretilen analitik düşünme yeteneğini ve en uygun çözüme en ekonomik yolla gidebilme kaabiliyetini genelde ev geçindirmek adına kullanmaya mahkum olmaktır.
-devlet dairesinde çalışıyorsa emrindeki işçinin yarısından az maaş almaktır,
-şantiyelerde yatıp kalkmak ve belki de onlarca gün ailesini görememektir.
-temiz ayakkabı sahibi olamamaktır.
-diplomanı pazarlayarak paraya çevirmeye çalışmaktır.
-proje bürosu açarak kısa bir süre sonra batmak be batmamayı başarmış bir kişiye eleman olarak iş hayatına devam etmektir.
-yol, baraj, tünel, viyadük, köprü gibi yapılarda çalışıyorsan allah'ın sittir ettiği dayı bayırı kendine mesken tutmaktır.
-hem teknik olarak çalışıp hem de idareci olmaktır.
-işverenlerinin; sana teknik bir iş yaptırmasına rağmen,teknik anlamda o konuda senden tahsilli olma ihtimali yüzde sıfır olan bir hayattır.
-askerde bile başa beladır. mühendisseniz çekmeyen tuvaletler, kışlanın kanallları sizin çalışma alanınızdır.
not: ortalığı kararttığıma bakmayın. aslında zevkli bir hayattır. zevkli kısmını çok para kazanınca yazacağım