Doğal ortam deyince sadece köy anlayan şehirli dar zihniyetin ürünü bir hayaldir. Köyü güzel bir şey mi sanıyorsunuz? Ege dizilerindeki tatlı şiveler, renkli kavanoz kapakları, çiçekli elbiseler giymiş köylü kızları, sarıkız'ın verdiği mis gibi süt, asma yaprakları ve çiçeklerle süslü bir bahçe falan. Eleştirilerim bir yana şu söylediklerim gayet olası şeyler amaa köylü dediğinin işten güçten güzelliklere vakti kalmıyor ki. Her yer tezek ve rutubet kokuyor köyde. Bahçeye çıkıyorsun, oturduğun sandalyeyi kontrol etmen gerekiyor çünkü tavuk sıçmış olabilir. Bunun tilkisi var, yılanı var, çakalı var. Köylülerin dedikoduculuğu ve alttan iş yürütüşleri var. Bir kez esra erol izleyin, kadın neredeyse konuşmayı bilmiyor çoluğunu çocuğunu bırakıp internetten bulduğu adama kaçıyor. Burada bana kimse samimiyetten söz edemez şimdi. Köylerde yaşam kötü, sınırlanmış, ilerlemeyi bırak, ilerleyebileceklerine dair bir imge yok kafalarında köylülerin. Ama aşna fişneye, komşunun karısına hallenmeye falan çalışıyor. istisnaları tenzih ederim ama kahvede takılan adamların akşam eve gelip götü göbeği salmış karılarına heriflik tasladığı yerlerdir köyler.
Heves edilecek bir şey değil. Onun yerine nezih bir yaylada, ahşap bir evde yaşamak daha mantıklı illa doğa ile iç içe olmak istiyorsan. Ama ses yalıtımı şart *