aslında II. wilhelm'e pek hizmet ettiği söylenemez. zaten kısa süre içinde şapkasını aldı gitti. bismarck her daim avrupa politikasını savundu. bu anlamda hitler, adenauer ve hatta merkel gibilerinin politikalarına da fikir babalığı yapar. II. Wilhelm maceracıydı, almanya'yı bir küresel emperyal devlet haline getirmek istedi. bunun sonu birinci dünya savaşı sonrasında felaketle sonuçlandı. çünkü almanya etrafındaki hemen hemen tüm ülkelerle tarihsel sorunlara sahiptir. fransa, ingiltere, polonya, rusya. her daim askeri anlamda iki ateş arasında kalma tehlikesi vardır. bu da zaten bismarck'ın korkulu rüyasıydı. hitler de kavgam'da wilhelm'in kolonyal siyasetini eleştirir. lebensraum dediği avrupa'dan ötesi değildir. hitler de bismarck'ın kabusundan kurtulamadı ve almanya yine iki ateş arasında kaldı. çünkü öyledir. avrupa'da dengeler bozulduğu an almanya o enkazın altında kalmak zorundadır. bugün bile böyledir bu. savaş sonrası adenauer ile başlayan süreçte almaya yine bismarck'a döndü. avrupa birliği denen şey aslında almanya'nın fransa ile savaşmaması projesidir. adenauer'ün avrupa atlantik politikası da bu bağlamdadır. doğu'da da ostpolitik denen doktrin de aynı şekilde avrupa politikasına yönelikti. bugün almanya'nın ab'de öncü rolü kimseye kaptırmak istememesi de bismarck'tan kaynaklanır. marc mazower çok iyi tespit etmiştir ki hitler'in avrupa için öngördüğü "yeni düzen" savaş sonrasında "avrupa birliği" olarak tecessüm ediyor. şaşılacak şey. zaten bugün de ab'ye fourth reich diyenler az değil. avrupa'da.