zamanında bir kitap fuarında tanıştığım, ayak üstü sohbet edip kendi yazılarımdan birkaç tanesini paylaştığım, efendi, mülayim, başarılı şair ve yazar.
öncesinde milli gazete ve şu an yenişafak'ta yazdığı köşe yazılarını elimden geldiğince takip etmeye çalışıyorum.
keza muhit dergisinde de kendisinin ve yakın arkadaşlarının yazılarını da okumaya çalışıyorum.
son yılların en başarılı şairlerinden olup kendisini severek okuyorum.
şiirlerinde genel olarak yaptığı benzetmelerle bende güzel bir his uyandırmıştır.
ibrahim tenekeci'ye baktığınızda ilk izlenimiz şu oluyor:
mahalledeki güzel kıza şiir yazan mahallenin gariban, esnafın her işine yardım eden, oto sanayide ahmet ustanın yanında çalışan, boş bulduğu vakitlerde kitap okuyan, akşamları şiir yazan bir profil görürsünüz.
öte yandan mahalledeki hanım kızımız ise önceden mahalleden oturup sonrada köşeyi dönmüş kısa paçalı pantolon giyen bmwli genç bir züppeye aşıktır.
klasik türk dizisi diyeceğim ama ibrahim gibi karakterler çok az sayıdadır belki de hiç yoktur.
işte ibrahim tenekeci o kıza bir türlü açılamayan, kızın karşısında ise duygularından ötürü tek kelam edemeyen biridir.
bunu şiire döken bir profildir.
çoğu şiirini ve kitabını okudum. akılda kalanların sayısı çok fazla.
şuraya birkaç bir şey bırakıp yorumuma bir başka entry'de devam etmek üzere ayrılıyorum.
--------------
güzeldim de galiba bunu nasıl söylesem:
eline sağlık tanrım leyla çok güzel olmuş
tanrım eline sağlık dünya da çok güzel olmuş
keşke biraz ölmesem.