devam ederken hiç müzik kullanmadan, sizi ayak seslerine, nefes alışlarına kanalize edip; atmosferi yaşamanıza sebep olan ve geren. o gerilimi ise aniden bir kahkaha ile üzerinizden atmanıza sebep olan film.
kesinlikle çok çok etkileyici; aldığı her ödülü sonuna kadar hakeden bir film.
--spoiler--
ciddi anlamda hayatımda en iyi çizilmiş kötü karakteri tanıdım bu filmde. evet; içindeki kötülüğü çenesine vurmadan halleden bir katil. duygusu olmayan ve ne zaman ne yapacağı çokta kestirilemeyen, düpedüz ve sırılsıklam bir psikopat.
susturuculu pompalı tüfek ile dumur olduğumu itiraf etmeliyim. iyi adamın aslında "avcı" olduğu ve "avcı" karakterine uygun olduğu sık sık vurgulanıyor filmde. kaçmaktan ziyade tuzak kurmayı ve "avcı" konumuna tekrar geçmeye çabaladığına şahit oluyoruz. özellikle anton u vurduğu sahnede; vericiyi saf dışı bıraktığından arkasını dönüp kaçabilecekken konumunu koruma gayreti müthiş bir karakteristik özelik kesinlikle. karakterleri anlayıp, onların doğasını çözümlediğinizde gerçekten çok daha etkileyici oluyor.
zor sahnelerde karakterlerin bıyıklarının terlemesi gibi ayrıntılar; oha dedirttiriyor. kesinlikle müthiş ayrıntıya inilmiş bir film. ilk sahnede vurulmuş olan köpeğin daha sonra ki sahnede daha beyaz olması veya ateş ettikten sonra mermi kovanının toplanması gibi; önemsiz ama işleyişi derinden etkileyen ayrıntılar nefisti gerçekten.
şerif in tecrübesi, ön görüleri ve bilgeliği insanı alıp götürüyor. hayata dair müthiş dersler var o sütliman, yarı hareketli duruşun içerisinde.
ve o son; çok etkileyici ve herşeyi birden bağlayan "hsktr artık yaa" dedirtecek bir son beklerken; ki şerifin son sahnede otel odasına girişinde buna gönderme yapılıyor sanıyorum; apansızın biten film gerçekten insana "hsktr yaaa" dedirtiyor. ne mutlu son var; ne de kötü. zannımca sadece ilahi adaletten bahsedilmiş en sonunda.
--spoiler--