Sn dangalak (ne dediğini bilmeyen kişi) biz balkanlara anamızın damından çıkıp gitmedik. Biz balkanlara Anadolu'dan çıkıp gittik ve bizlere evlâd-ı fatihan derler.
Osmanlı'nın fetih ettiği (kimilerine göre işgal ettiği) yerlere hasta, yaşlanmış, artık sefere katılamayacak, yaralanmış ve uzvunu kaybetmiş hareket kabiliyeti eksilmiş askerlerine (akıncılar başta olmak üzere) öncelik vermek üzere, Anadolu'da Sünni olmayan (alevi Bektaşiler örn) ve Osmanlı düzenine uymayan uymakta zorluk yaşayan baş kaldıran, baş kaldırma ihtimali olan (göçerler-yörükler-beylikler kalıntısı olanlar) gibi çeşitli boylara halklara öncelik vererek sınır serhat boylarına fetih edilen yerlere kendi tebasını yerleştirmiştir.
Bu yerleşen (bizler) Osmanlı'nın Türk unsurları (gerçekten de Türk olan unsurlardır. Arap kıçı yalayan, Araplaşmış ve kültürünü benliğini kaybetmiş insanlar değildir bu iskan olunan insanlar. Eğer öyle olmasaydı Balkanlar'a yerleşen bizler yerleştiğimiz bölge insanına uyar asimile olur ne Türk ne Osmanlı ne islam izi bugün balkanlarda olurdu) Serhat boylarında yeri gelmiş akıncılar olmuş, yeri gelmiş Osmanlı için göz olmuş, kulak olmuş, istihbarat görevi yapmış ve Balkanların yüzyıllar boyu Osmanlı Türk kimliğini korumuştur.
Bizler (yani; Balkan göçmeni olup Suriyeliler gitsin diyen evlâd-ı fatihan olan tipler) yerleştiğimiz balkanlarda Edirne'den Romanya'ya da dahil olmak üzere bu bölgede asimile olmadan yerli halk ile kültürümüzü de kaynaştırarak yüzyıllardır birlikte yaşadık.
Evet, Rahmetli babamın dediği gibi Hilal'in ardından ta Romanya'ya kadar gittik ve Hilal'in ardından Anadolu'ya kadar geri geldik.
Bu balkanlara gidişimiz gelişimiz turistik seyahat, tur otobüsü ile tatil için olmamış, her metre karesi kan savaş gözyaşı can vermek ile olmuştur.
Bunun için ne millet olma Sosyal sorumluluk bir arada yaşama duygusu yoksunu ne Suriyeli ne Afgan ne ırak ne e başka bir memleket insanın Avrupa'ya kapağı atmak için ülkemize gelmesi ülkeyi yol geçen hanına çevirmesini asalakça bizi sömürmesine karşı edecek sözümüz ve hakkımız vardır.
