galatasaray'ın ilk yarı iyi mücadele ettiği, ikinci yarı onu da yapmadığı maçtır. bu takım hücümda çoğalamıyor. herkes görüyor bir tek skibbe göremiyor herhalde veya görüyor da görmemezlikten geliyor. milan baros 4 defans oyuncusu arasından kaybolmamak için orta sahaya kadar gelmek zorunda kalıyor, bu da takımın yavaşlamasna neden oluyor. yahu baros'un 2'şer 2'şer gol attığı maçlar hep galatasaray'ın çift forvet oynadığı maçlar, adam bu tarz oyunlarda boş alan bulup tehlike yaratıyor ancak skibbe tek forvet olarak sürünce ister istemez gol yollarından uzaklaşmak zorunda kalıyor(bugün iyi mücadele etti o ayrı). kusura bakmayın ama bu takım pozisyona filan girmedi bu maçta. hatta ceza sahası içinden sadece bir şut atabildi onu da baros ilk yarının sonunda o şutu gerçekleştirdi. onun dışında şut atmayı deneyen lincoln dışında düşünen filan da yoktu zaten, ha pardon bir de sabri vardı onun da amacı topu berlin olimpiyat stadından dışarıya atmaktı. galatasaray'ın kazandığı penaltıya gelince hadi diyelim hakem fridrich'in eli havada diye penaltı çaldı, ancak benzer pozisyonda barış'ın pozisyonuna penaltı çalmaması ilginçti. neyse skibbe'ye artık daha fazla tahammül edilmemeli bir an önce gönderilmeli. biraz düşünsün skibbe benim elimde bu kadar iyi hücum oyuncuları varken niye pozisyon bulamıyorum diye.
bu maçta bir paragrafta lincoln için açılır. takımın en iyisiydi. attığı çalımlarla ve verdiği paslarla bugün taktığı kaptan pazubandını hakederek taşıdı. kendisini daha önce çok eleştirmiştim, bu maçla birlikte o eleştirilerimi çtır çatır yiyorum(daha önce yazdığım bir entryde öyle yazmıştım çünkü). bu arada son günlerdeki şık hareket tarışmasına gelinc asıl şov hareketi ikinci yarıda sol taç çizgisinin orda yaptığı hareketti. gerçekten o hareketinden zevk aldım.