eski sevgili meselesinden tiksindiğimi söyleyerek söze başlayayım. ama bu altın değerinde analizi aklıma gelmişken yapmazsam ölürüm, kendimi affetmem.
eski sevgilisinin arkadaşlarına zırlayan kadın: bunun erkek versiyonu var mıdır bilmem. sanıyorum yoktur. erkek ayrıldığı kadına bok atar, hiç sevmedim onu, der, benim için önemsizdi, bir gecelikti, der, yatmadıysa yattım, duvardan duvara dayadım, der ama gidip de onun arkadaşlarıyla, tanıdıklarıyla onu uzun uzun çekiştirme işine girmez. bu çekiştirme zahmetine girenler genelde hırstan kuduran ve terk edilmeyi hazmedemeyenlerdir. malesef genelde kadınlar arasından çıkar bunlar. bir kadın olarak üzülerek söylüyorum.
hiçbir insan terk edilmeyi kolay kolay gururuna yediremez. normaldir. hatta terk edildiği için küçük intikamlar peşinde de koşabilir. normaldir. ama kendisini terk eden sevgilisinin çocukluk arkadaşlarını internetlerden toplayıp onlara zırlayan, buna tamah eden, bu rezilliklere tenezzül eden kekavuz normal sınırlarının çoktan ötesine geçmiştir. kendisiyle hayatını ayırmayı seçmiş bir insanı özellikle eski çevresine karşı küçük düşürmek için binbir boklama faaliyetine giren haysiyet yoksunu kişi, ayrıldığı kişinin yeni bir yola girmesini de kendine yediremez. oysa bırak, adam gitsin. eğer maymunun tekiyse zaten cezasını bulacaktır. yok, seninle geçinememiş biriyse ama sana özel bir yamuğu da olmamışsa, yine bırak, gitsin. ne diye adamın eski kankalarını başına topluyor ve zırlıyorsun? şimdi sana ah vah diyen bu insanların yapmacık şevkatiyle mi avunuyorsun?
bu kadar düşmüşe diyecek fazla birşey yok. ben bile acıdım yemin ederim, tasvir ederken. gel, bana da zırla gülüm, iki makas da ben alayım yanaklarından.