tolstoy, 1828’de, moskova’da, oldukça zengin ve aristokrat bir aileye doğdu. ancak altı yaşında annesini, dokuz yaşındaysa babasını kaybetti. akrabalarının büyüttüğü tolstoy, on yedisine geldiğinde üniversitede hukuk ve dil bilimi okumaya başladı, ancak hocalarının gözünde ilgisiz ve öğrenme yeteneği olmayan bir öğrenciydi. bıraktı okulu, gitti orduya yazıldı. sonra orduyu da bıraktı ve iyice dağıtmaya başladı. hayatının bu dönemini, yıllar sonra yazdığı itiraflarım isimli kitabında şöyle anlatmıştı:
“içtim. kumarda kaybettim. vaktimi anlamsız zamparalıklarla geçirdim. köylülerime ihanet edip, kumar borçları yüzünden topraklarını sattım. yalan söyledim, insanları kandırdım. kitapta yazan tüm suçları işledim. işte bir on yılı, ben böyle geçirdim.”
derken uzun bir seyahate çıkar tolstoy. gittiği ülkelerde eğitim sistemini inceler ve döndükten sonra köyünde cezanın, ödülün ya da sınavların olmadığı bir okul açar. hatta bazı ders kitaplarını da bizzat kendisi yazmaya başlar. tabii bu sırada, artık ilk eserleri de basılmaya ve okunmaya başlamıştır.
yıllar geçer, evlenir. bir sürü çocuk yapar. anna karenina ve savaş ve barış gibi romanlarının da basılmasıyla artık tüm dünyanın sevip saygı duyduğu bir yazara dönüşür. hayata karşı olan ilgisini ve şüpheciliğini hiçbir zaman kaybetmez. 67 yaşına geldiğinde bisiklet sürmeyi öğrenir mesela. hatta bu yüzden, bugün artık, tolstoy’un bisikleti diye bir kavram vardır, bizlere hiçbir şey için geç olmadığını hatırlatan.
tolstoy, şans eseri aristokrat bir aileye doğmuştu ve hâlâ çok zengindi. ama o sıkılıyordu tüm bu lüksten ve asalet unvanlarından. gerçeğin, sadece gerçeğin peşindeydi o. ama hayatı sadece güzel bir illüzyondan ibaret gibiydi.
derken, tüm servetini köylülere dağıtıp, aynı onlar gibi yaşamaya başladı. yaşına aldırmadan tarla sürüp, kaba saba kıyafetler içinde dolanırken ve 42 odalı malikanesini terk edip, tek odalı bir barakada yaşarken, kendisini ve hayatı yeniden keşfetti.
bir süre sonra, her zaman gidilecek yeni yerler ve tanık olunacak yeni hikayeler olduğunu bilen tolstoy, son bir yolculuğa çıktı ve 82 yaşında, bir tren garında öldü. beş parasız, soğuktan zatürre olarak, yalnız başına ölmeyi tercih etti. arkasında yüz yıllar boyunca okunacak eserler ve olağanüstü bir geçmiş bırakmanın gönül rahatlığıyla...