"eğer bunu okumaya niyetliyseniz vazgeçin." gibi kışkırtıcı bir cümleyle başlayan ve böyle yarım sayfa kadar devam eden, chuck palahniuk kitabı. insan bu tür cümlelerle dolu bir paragrafı okuyunca "dur bakim dur... dur... dur" deyip onbinlerce(!) kitabının bulunduğu kütaphane(!)sine(yani gıçı gırık bi kitaplık bu anca demek) çok bilmiş bir edayla koşabiliyor. sırf "bingooo!" diyebilmek için yaratıyor da olabilir bu teatral havayı. olayı akışına bırakırsak, koşmaya başlarken akıldan geçen şu tabi; bu cümleleri paragraf halinde hatırlıyorum (paragraf halinde hatırlamak! ahey ahey ahey) sanki hakan günday ın bir kitabında. işte bu. ağız sularını akıtarak önsöz, mönsöz falan filan karıştırırken, error error aradığınız tıpatıplığa rastlanamadı. biri yanağınızdan makas alır da hani bide göz kırpar, sonra siz hiçbir şey diyemeden o arkasını dönüp çoktan kapıdan çıkıp gitmiş olur, durumunuz o şekil. kitabın başına döndüğünüz de kitap dile gelir de adanalı dilber şivesiyle size şöyle der, "noldu dıkhandın mı?"... ama yok sankii sankii, dejavu gibi sanki. sanki bi jennetten kovulan entrisi bu hissi vermiş olabilir mi?...hatırlıyorum işte bi yerden banane lan.
işte kitaptan bir paragraf çok umurunuzdaysa, yalnızca bir paragraf. konusu anlaşılıp sürprizi bozulmasın diye(!);
"gerçek dışı şeyler gerçeklerden daha güçlüdür. çünkü hiçbir şey sizin hayalinizdeki kadar mükemmel olamaz. çünkü sadece elle tutulamayan fikirler, mefhumlar, inanışlar ve fanteziler kalır. taşlar ufalanır. ağaçlar çürür. insanlar da maalesef ölürler."
tıkanmayın, dostça kalın.