başta söyleyeceğimizi başta söyleyelim, bu film tam bir eski zaman estetik mucizesidir. aynen, anladığınız gibi. ajdam pekkanım boşu boşuna bıçak altına yatmış bunca yıl. belli aralıklarla bu filmi izleseymiş, şu an göründüğünden en az 10 yaş daha genç olurmuş. böyle irticacı, böyle gerici bir film görmedim ben. gerim gerim. vuuuhffffs.
...
şimdi reklamlar!!!
the shining...bizi izlemeye devam edin. kırışıklıklarınızı kışkışlayın. cesediniz kesinlikle yakışıklı görünecek. valla.
film hakkında yazayım derken, malum redrum olayından yola çıkıp ampulleri yaktım. ve ortaya şöyle bir şey çıktı:
-gninihs eth-
sükut-u hayale uğradım. zira bi boka tekabül etmiyordu. mamafih halen kıllanmıyor değilim. king ve veya kubrick bize hala birşey anlatmaya çalışıyor olabilir. sen ne şehvetli komşumuzdan gizem abla?
bu arada kızı vivian'ın çektiği kamera arkası görüntülerde stanley kubrick'in çekim boyunca hem oyuncular hem de ekip üzerinde nasıl mutlak bir otoritesi olduğu görülüyor. "şaplağı gömerim efendi olun" tadında bakınca kubrick amca, millet bir dediğini iki etmiyor tabi. koskoca jack bile (ki o zamanlar kos değil belki ama yine de koca) saygıda kusur etmiyor.
sonda söyleyeceğimizi de sonda söyleyelim all work and no play make jack a dull boy ve redrum sahneleri gerçekten çok şık sahneler. kubrick'in izlerini adım adım takip ettikçe ince zekasına, detaycılığına, edebiyat tutkusuna, müzik seçimine, kamera açılarına , sanat yönetimine hasta olmamak elde değil.
ha bi de bu film bittiğinde " oh lan, iyi ki de bitti valla " demediğini iddia eden biri varsa bilin ki o ajda pekkan'dan daha manyaktır. uzaklaşın.
