filme son derece istekli gitmeme ragmen beni dumur etti.
bu kadar konuşulunca ve çağan nın elinden çıkınca görmek farzdı.
sahneler arasında geçiş görmedim, acıkcası aşkları da inandırıcı bi boyutta degildi.
oldu bittiye gelmiş, ya da senaryonun heyecanından çabucak, yeterince sindirilemeden cekilmiş telaşlı bi havası vardı.
son sahnede ugrasılmıştı haliyle en fazla.
bence burda seyirci kendinden daha çok sey katıyor yonetmen adına.
o fon müziğine kendi slayt gösterini yaparsan da aglarsın.
kırık dökük ask hikayeleri herkeste mevcuttur.
özünü burdan alan ve beyoğlunun melankolik yapısıyla iyi pişirilerek olusturdugunu dusundugum bir filmdi.