ilk öykü beşinci boyuttaki ibretlik hikayeleri anımsattı bana. Okurken michael'i gözümde salih gibi canlandırdım. Deri çizme isteyen adamın öleceğini anlayıp, terlik yapmasından sezmiştim ondaki ilahi havayı.
ikinci öykü olan, insana ne kadar toprak gerekir beni daha çok etkiledi. Amk aç gözlüsü 1-2 kilometre neyine yetmedi? Yaa işte en sonunda öyle 2 metrelik toprağa kalırsın.
Sonuç olarak bir yere bağlamam gerekirse; ilk öykü insan için sevginin önemini, ikinci öykü ise fazla hırsın nelere mal olduğunu anlatıyor. Güzeldi sarrdı, çok çabuk bitti.